Adolf Eichmann
Adolf Eichmann Biyografisi
Nazi Almanyası’nın Yahudiler konusundaki politikasının belirlenmesinde önemli katkıları olan ve bu konudaki Nazi uygulamalarında etkin rol oynayan bir Alman subaydır.
Adolf Eichmann, 19 Mart 1906 tarihinde Solingen, Almanya’da Adolf Karl Eichmann, Maria née Schefferling çiftinin oğlu olarak doğmuştur. Bütün adı Otto Adolf Eichmann’dır. Çocukluğunda ailesi Avusturya‘ya yerleşince gençliği bu ülkede geçirmiştir. Mühendislik okulundaki başarısızlığından daha sonra bir elektrik ve inşaat firmasının satış departmanında, daha sonra da bir petrol firmasında satış elemanı olarak çalıştı.
Adolf Eichmann, 1 Nisan 1932 tarihinde Avusturya Nazi Partisi’ne aza oldu. 1933 yılından itibaren 14 ay Avusturya Bölüğünde askeri eğitim aldı. 1934 Eylül’ünde Heinrich Himmler’in SD (Güvenlik Servisi)’ni açmasıyla kendini bakış fırsatını yakaladı.
Adolf Eichmann, Nazi Almanyası’nın Yahudiler konusundaki politikasının belirlenmesinde önemli katkıları olan ve bu konudaki Nazi uygulamalarında etkin rol oynayan bir Alman subaydır.
Adolf Eichmann, 21 mart 1935 tarihinde Veronika Liebl ile evlendi. Ricardo Francisco Eichmann, Dieter Helmut Eichmann, Horst Adolf Eichmann, Klaus Eichmann adlarında çocukları oldu.
1935 yılının başında Yahudi problemi ile yakından ilgilenmeye başladı. Mart 1938 yılında Avusturya’nın Almanya ile birleşmesinden daha sonra Viyana’dan Yahudiler için çıkış izni verilmeye başlanarak Almanya’daki toplama kamplarına aktarılmaktaydı. Bu sırada SD’nin üstteki kademelerine dek yükselen Adolf Eichmann, 18 ay içerisinde 150.000 Avusturyalı Yahudi’nin birleştirme kamplarına aktarılmasını sağladı.
1939 yılında Alman Ordusunun Polonya’ya girmesiyle beraber Adolf Eichmann, Gestapo’nun IV B4 bölümü yani Yahudi sorunu bölümünün başına geçti. 1939 – 1945 yılları aralarında 6 sene baştan başa “Nihai Çözüm” kod adı ile adlandırılan Yahudi nüfusun kitleler halinde değil edilmesini amaçlayan projenin yürütülmesi ile ilgilendi. 1941 yılında toplama kamplarının yenilenip elden geçirilmesi, yeni kampların açılması, gaz ve tren sistemlerinin geliştirilmesiyle kanımca ilgilendi. Eichmann, yeni pozisyonunda tüm Avrupa’daki 1.5 milyon Yahudinin ölüm merkezlerine ve işgal aşağı bulunan Polonya ve Sovyetler Birliği’ndeki öteki vefat bölgelerine sürgün edilmesinde manâlı bir figürdü.
Eichmann, Ocak 1942’de Avrupalı Yahudilerin yok edilmesinin planlandığı Wannsee Konferansı’na katıldı. Eichmann ve ekibi Slovakya, Hollanda, Fransa ve Belçika’dan yüzbinlerce Yahudinin sürülmesini organize etti. 1943 ve 1944’te Yunanistan, kuzey İtalya ve Macaristan Yahudilerinin sürgününü planladılar. Eichmann göç işlemine kişisel olarak yalnızca Macaristan’da katıldı. Eichmann ve yardımcıları 1944 Nisan’ının sonlarından Temmuz başına değin 440.000 Macar Yahudisinin vefat merkezlerine sürülmesini denetledi.
Adolf Eichmann, Heinrich Himmler’den sonra gelen en büyük “Yahudi soykırım uzmanı”ydı. Heinrich Himmler, Adolf Eichmann’a dozajı arttırma emrini verince hiç hemencecik Mobilize Ölüm Birlikleri’ni (Einsatzgruppen) kullanmaya başladı. Bu şekilde iki milyona yakın Yahudiyi öldürdüğü varsayım ediliyor.
Adolf Eichmann, II. Dünya savaşı bittikten sonradan 1946 yılında gözaltına alındığı kamptan Katolik Kilisesi yetkililerinin yardımıyla kaçıp Arjantin’e gitti. Adını Ricardo Klement takma adıyla değiştirerek başkent Buenos Aires’in San Fernando semtine yerleşti. 11 Mayıs 1960 tarihinde İsrail‘in Rahat Servis’leri Mossad ve Lakam ajanları göre yakalanarak yargılanmak üzere İsrail’e getirildi. İki sene süren mahkemesinin ardındaki 15 Aralık 1961’de suçlu bulundu. 31 Mayıs 1962 gecesinde Ramleh Hapishanesinde asılarak idam edildi.
Adolf Eichmann, 31 Mayıs 1962 tarihinde Ramla, İsrail’de 56 yaşında asılarak idam edilmiştir.
İnfaz edilmesinden daha sonra Eichmann’ın cesedi özel olarak planlanmış bir fırında yakıldı ve ertesi sabahtan, 1 Haziran’da, sabahleyin karşısında saat 04.00’da, külleri bir İsrail Deniz Kuvvetleri devriye botu kadar İsrail’in karasularının ötesinde, Akdeniz’e dağıtıldı.
Eichmann’ın Arjantin’de yaşarken bir gazetecinin, “En büyük pişmanlığın nedir?” sorusuna şu yanıtı verdiği ortaya çıkar: “En büyük pişmanlığım, Yahudilerin tümünü öldürememiş olmamdır”.
