H

Henry Moore

Henry Moore Biyografisi

Henry Moore, İngiliz heykeltıraş. Taş ve tunçtan yaptığı görünmeyen lakin organik biçimli yapıtlarıyla, 20. yüzyılın önde gelen sanatçılarından biri olmuştur.

Henry Moore, 30 Temmuz 1898 tarihinde Castleford, İngiltere’de Mary Baker ile Raymond Spencer Moore çiftinin sekiz çocuğundan yedinci çocuğu olarak doğmuştur. Bütün adı Henry Spencer Moore’dur. Castleford’da gittiği kreş ve ilkokulda kil modeller ve ağaç oyma üstüne çalışmaya başladı. On bir yaşında Michelangelo Buonarroti‘nun başarılarını duyduktan sonra heykeltıraş olmaya karar verdi.

Aynı sene bir öğretmeni yeteneğini ve Orta Çağ heykeli üzerine ilgisini keşfetti ve Castleford Orta Okulu’nda burs almasını sağladı. Sanat öğretmeni, sanat bilgisinin gelişmesine tezgâhtar oldu ve onun cesaretlendirmesi ile sanat kariyeri yapmaya ve yerel sanat koleji burs sınavlarına çalışmaya başladı.

Evvelden söz vermelerine karşın Moore’un ebeveynleri heykeltıraş olarak eğitim almasına karşıydılar ve bunun kariyer gelişimi için olmadığını düşünüyorlardı. Öğrenci olarak devam ettiği okula hoca oldu. On sekiz yaşına geldikten sonradan Moore orduya çağrıldı. Galler Prensinin alayında en genç askerdi ve 1917‘de Cambrai Muharebesi’nde bir gaz saldırısında yaralandı. Hastanede iyileştikten sonra savaşın geri kalan bölümünü ceset eğitimi öğretmeni olarak geçirdi. Çağdaşlarının aksine Moore’un savaş dönemi görece sorunsuz geçmiştir. Daha sonraları bu dönem hakkında şöyle söylemiştir: “Benim için savaş kahraman olmaya çalışmanın romantik belirsizliği içinde geçti.”

Birinci Dünya Savaşından daha sonra Moore, savaşa katılanlara bahşedilen bir burs ile eğitimine devam etti ve 1919 yılında Leeds Sanat Okulu’nda (günümüzde Leeds Sanat Koleji) birincil heykel öğrencisi oldu ve mektep onun için özel olarak bir heykel stüdyosu kurdu. Kolejde daha sonra tanınmış bir heykeltıraş olacak olan Barbara Hepworth ile tanıştı ve uzun sürecek olan bir dostluğun temeli atıldı. Moore, üniversitenin rektör yardımcısı Sir Michael Sadler’ın sahip olduğu çoğu sanat eserine ulaşabiliyordu. 1921 yılında Moore, Londra‘da yer alan Kraliyet Sanat Koleji’nde okumak için bir burs kazandı. Arkadaşı Hepworth benzer okula bir sene önce gitmişti. Londra’da iken Moore, Victoria ve Albert Müzesi ile British Museum’da yer alan koleksiyonları çalışarak primitif sanat ve heykel üstüne olan bilgisini genişletti.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Hikmet Feridun Es

Hem Moore’un keza de Hepworth’un birincil heykelleri standart romantik Viktorya dönemi tarzı izler ve doğal formları, manzaralar ile hayvanların figüratif modellerini içerir. Moore sonra herzamanki fikirlerden rahatsız olmuştur. Primitivizm ile olan tanışıklığı ve Constantin Brancusi, Jacob Epstein ile Frank Dobson gibi heykeltıraşların etkisiyle aracısız oyma yöntemine yöneldi.

1924 yılında Moore altı aylık bir yolculuk bursu kazandı ve Kuzey İtalya‘ya artan bir şekilde Michelangelo Buonarroti, Giotto di Bondone, Giovanni Pisano ve diğer eski ustaların büyük eserlerini inceledi. Bu dönemde Paris‘i de ziyaret ederek Académie Colarossi’de zamanlı desen çizme kurslarına katıldı. Ayrıca Louvre’da Toltek-Maya heykel biçimi olan bir Chac Mool alçı modelini gördü. Yaslanmış bir figür olan bu heykel Moore’un eserlerini derinden etkileyecek ve heykellerinin başlıca motifi hâline gelecekti.

Henry Moore, Londra‘ya dönüşünden sonra Kraliyet Sanat Koleji’nde yedi yıllık bir öğretmenlik görevine başladı. Haftada iki gün çalışması istendiği için kendi çalışmalarına ayıracak zamanı oluyordu. İlk siparişi olan West Wind (Batı Rüzgârı) (1928–29), Londra Metrosu genel merkezinin duvarlarında bulunan sekiz “esinti” rölyefinden birdir.

1931 yılında Londra‘daki Leicester Galerileri’nde bir sergi açtı. Yapıtlar heykelci Jacob Epstein tarafından büyük bir çoşkuyla sunulduysa da basından ağır eleştiriler aldı. Eleştiriler Kraliyet Sanat Yüksekokulu’ndaki görevinden ayrılmasına yol açtı.

Henry Moore, 1932 yılında Chelsea Sanat Okulunda açılması düşünülen Heykel Bölümünü düzenlemek üzere çalışmalara başladı. Sanatsal olarak Henry Moore, Hepworth ve Seven and Five Society’nin (Yedi ve Beş Topluluğu) diğer üyeleri kısmen Paris‘e yaptıkları seyahatler esnasında önde gelen progresif sanatçılar olan Pablo Picasso, George Braque, Jean Arp ve Alberto Giacometti ile olan temaslarının etkisiyle de uyumlu bir şekilde daha fazla görünmeyen eser vermeye başladılar.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Hakan Çavuşoğlu

II. Dünya savaşı esnasında Henry Moore, savaş sanatçısı olarak orduya alındı ve hava akınları sırasında Londra Metrosu’nda uyuyan Londralılar’ı tasvir eden enerjik çizimler yaptı. Bu çizimler bilhassa Amerika‘da edinmek üzere Moore’un milletlerarası ününün artmasına muavin olmuştur. 1940 yılında Hampstead’da bulunan evlerine bir şarapnel parçası isabet ettikten daha sonra Irina ile Londra dışına çıkarak Hertfordshire’da Much Hadham yakınlarında Perry Green köyünde Hoglands adında bir çiftlik evinde yaşamaya başladılar. Bu ev Moore’un ölene dek kalacağı ev ve atölyesi olacaktı. Yaşamının daha sonraki dönemlerinde büyükçe bir zenginlik kazanmasına rağmen Moore hiçbir zaman daha büyük bir eve taşınma ihtiyacı hissetmedi. Kaldıkları ev, eklenen birkaç atölye dışarıya çok pozitif değişmedi.

İkinci Dünya savaşından sonra birkaç anıtsal Aile Grupları (Londra, Tate gallery; New York, Modern Art müzesi, Stevenago, Berkeley School), Meryem ve Çocuk İsa (Northampton, Saint Matthew kilisesi) ve Ayakta Üç Birey (Londra, Battersea park) adlı eserleri verdi. Bu eserler, savaşın iğrençliklerinden sonradan insan figürünün tanrısal yönünü ortaya koyan herzamanki tarzda görüntülerdir.

Ayrıca, hükümet kadar görevlendirilerek alman bombalarının Londra’da meydana getirdiği hasarı saptamak için, belge niteliğinde suluboya resimler yaptı.

Taş ve tunçtan yaptığı görünmeyen fakat organik biçimli yapıtlarıyla, 20. yüzyılın önde gelen sanatçılarından biri olmuştur. Dünya üzerinde farklı alanlara yönlendirilmiş yerlerde kamuya açık olarak sergilenen soyut anıtsal bronz heykelleri bulunmaktadır.

Kullandığı şekiller çoğunlukla insan figürünün soyutlamasıdır ve çalışmalarında özellikle anne ile çocuk ve yaslanmış figürler kullanmıştır. Moore’un eserleri -1950’lerde aileleri resmeden heykeller yaptığı dönem hariç- çoğunlukla bayan vücudunu işler. Şekilleri deliklidir ya da boş hacimler içerir. Çoğu yorumcu yaslanmış figürlerinin dalgalı şekillerini doğum yeri olan Yorkshire’ın tepelerine benzetir.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Hüsnü Özyeğin

Henry Moore, Temmuz 1929 yılında Kraliyet Sanat Koleji’nde fotoğraf öğrencisi olan Rus kökenli Irina Radetsky ile evlendi. Mary Moore (d.1946) adında bir kızı oldu.

Henry Moore, 1948 yılında Venedik Bienali’nde Milletlerarası Heykel Ödülü kazandı.

Ancak 50 yaşından sonra milletlerarası üne kavuşmuştur. İnanılmaz bir enerjisi olan ressam, 800 adet tahta, taş ve bronz heykel, 4000 çizim ve 500 zorlama üretmiştir.

Yaşamının sonlarına doğru büyük ölçekli siparişleri tamamlaması bir uçtan bir uca oldukça zengin olmuştur. gerçi sade bir hayat sürmüş ve kazandığı paranın çoğu eğitimi ve sanatı destekleyen ve günümüzde de etkinlik gösteren 1972 yılında kurduğu Henry Moore Vakfı’na gitmiştir. Günümüzde Henry Moore Vakfı Leeds’te bulunan ve milletlerarası heykelde araştırma aktivitleri ile sergileri destekleyen Henry Moore Enstitüsü’nü yönetmektedir.

Henry Moore, 31 Ağustos 1986 tarihinde Much Hadham, İngiltere’de 88 yaşında ölmüştür.

Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı