N

Napolyon Bonapart

Napolyon Bonapart Biyografisi

Napolyon Bonapart, başlıca adı Napoleone di Buonaparte olan, Fransız Devrimi‘nin generali ve Fransa Cumhuriyeti‘nin ilk başkanı. Napolyon I adını almasının peşinde, 18 Mayıs 1804 ile 6 Nisan 1814 tarihleri arasında Fransa İmparatoru ve İtalya Kralı oldu.
15 Ağustos 1769‘da Carlo Buanoparte ile Marie Letizia Ramolino‘nun ikinci oğulları olarak, Korsika‘nın Ajaccio kentinde dünyaya gelen ve 1779 yılında Brienne‘de öğrenim gören Napolyon, 1784 senesinde Parisian École Royale Militaire adlı askeri akademiye girdi. Nisan 1785’te Valence‘daki topçu alayına üsteğmen rütbesiyle katılan ve aynı sene Eylül’de izinli olarak gittiği Korsika’da askeri ve politik açıdan etkili bir rol oynayarak Jakoben grubu içinde kendini bildiren Napolyon, izninin bitmesine karşın birliğine dönmedi. Bu yüzden asker kaçağı farzedilen Napolyon Nisan 1792’de başlayan Avusturya savaşının arkasından affedilerek yüzbaşı rütbesiyle savaşa çağırıldı. Fransa‘ya karşı bağımsızlık mücadelesine başlayan Korsika’lı milliyetçilere karşı Jakoben örgütlenmesinde çalışmaya devam edenesiyle Fransa’ya firar etmek zorunda kaldı.

Paris‘e döndükten sonradan, Konvansiyon’a karşı hareketi bastırmak için, Paul François Barras ve Lazare Carnot‘un kuvvetlerine katılan Napolyon’un Paris’teki siyasi faaliyetleri sebebiyle bir dönem vatana ihanet gerekçesiyle tutuklanmasının ardından, kendisini koruyan siyasilerin de yardımıyla özgürlük bırakıldığı dönemde Fransa’da yeni bir tüzük ve direktuvarlık doğdu.

1793 senesinin Aralık ayında Toulon‘da, kralcılar ve İngiliz ittifak kuvvetlerine karşısında bir topçu komutanı olarak başarılı bir çaba vermesiyle dikkati çekerek tuğgeneral rütbesine terfi etti. 1794‘te İtalya‘daki topçu birliklerinin komutanlığına getirilmesinin ardından, 5 Ekim 1795 tarihinde İç Güvenlik Kuvvetleri’nin komutanlığına getirilen Napolyon, kısa bir sürede ülkenin en saygıdeğer askeri otoritelerinden biri haline geldi.

1796‘da İtalya’daki ordunun başkomutanı olan Napolyon Bonapart, aynı sene 10 Nisan’da General de Beauharnais‘in dul karısı Josephine ile evlendi. Düğününden iki gün sonradan Kuzey İtalya‘ya saldıran ve Avusturya ordularını yenilgiye uğrattıktan sonra, Ocak 1797’de İtalya’daki Avusturya askeri varlığını ger, çekilmeye zorlayarak Viyana üzerine yürüyen Napolyon, Avusturya’nın ateşkes istemesi üzerine barıştırma görüşmelerine başlamayı kabul etti. Uzayan görüşmeler neticesinde, mukavele oysa 17 Ekim 1797 tarihinde imzalanabildi.

1798 yılı başlarında Fransız yönetiminin Napolyon’u İngiltere’nin istilasıyla görevlendirmeleri üstüne, denizlerde etkin bir avantaj sağlanmadan böyle bir operasyonun başarılı olamayacağını, İngiltere’ye karşısında dolaylı bir taktik izlemenin en mantıklısı olduğunu savunan Napolyon, bunu gerçekleştirebilmenin yolunun, Darı‘ı işgal ederek İngiltere’nin Uzakdoğu ticaret yolunun kesilmesi olduğu fikrini öne sürdü. Bu Vesile Ile 1798’de Mısır seferine meydana çıkan ve İngiliz donanmasını yenilgiye uğratan Napolyon, Malta‘yı aldı. Benzer senenin Temmuz ayında da İskenderiye’yi ele geçiren Napolyon, Nil Vadisi boyunca içerlere ilerledi. Piramitler Savaşı‘nda Memlükleri yendi. Ama Amiral Horatio Nelson yönetimindeki İngiliz Donanması, Abukir Körfezi’ndeki Fransız Donanması’na saldırarak gemilerini batırdı ve Fransızlar’ın ikmal bağlantısı kesilmiş oldu. Nelson’un başarısı üzerine Fransa’ya karşı birleşen İngiltere, Osmanlı, Avusturya ve Rusya’dan oluşan Birleşmiş Ordu, Rus Generali Alexander Suvorov‘un komutasında, Napolyon’un ele geçirdiği toprakları geri aldı.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Nikki Reed

Napolyon 13,000 Fransız askeriyle Gazze, Jaffa ve Haifa gibi sahil kasabalarını fethetti. Jaffa’yı, girilmesinin arkasından birkaç saat içinde en ince ayrıntısına kadar ele geçirmelerine karşın teslim olmaya çalışan 2,000 Türk askerini süngüye dizen Fransızlar, sonra paraları aldıkları sivilleri sonra öldürdüler. Üç gün her tarafında kesintisiz süren bozgunun ardındaki Napolyon, 3,000 Türk esirin daha öldürülmesi emrini verdi.

Şubat 1799’da Suriye üstüne yürüyen ama Akka’da karşılaştığı sert Osmanlı direnişi aleyhinde Darı’a dönmek zorunda kalan Napolyon’un ordusu, bir yanlamasına da salgın hastalıklarla savaşmaktaydı.

Napolyon’un ordusunu Mısır’da bırakarak 23 Ağustos 1799 tarihinde, gemi ile Fransa’ya dönmesinin ardındaki, 9 Kasım 1799 tarihinde hükümet darbesiyle Fransa tarihinde yeni bir dönem başladı. Birkaç hafta sonra, anayasada şartların değişmesi yapıldı ve yönetim üç konsülün eline bırakıldı. Napolyon “Birinci Konsül” olarak, Fransa’nın mutlak hakimi oldu. Devletin dağıttığı kredileri emin bir düzene sokmak, valilerin ve belediye başkanlarının siviller arasından seçilmelerini ve kendilerini seçen tek merkeze karşısında sorumluluk sahibi olmalarını sağlamak, mahkemeleri ve güvenlik örgütünü her tarafta sıralamak gibi bazı reformlar yapmaya çalışan Napolyon, 1802 yılında Fransa Merkez Bankası’nı kurdu. Reform ve yasa çalışmaları insanlar göre da desteklenen Napolyon bu işlerle uğraşırken, Avusturya ve İngiltere orduları hala silahlarını bırakmamışlardı.

Bunun üzerine, 1800’de tekrar İtalya’ya girerek Milano‘yu bölge ve benzer yılın baharında Avusturya üstüne yürüyen Napolyon komutasındaki Fransız Ordusu, burada da galibiyet kazandı. Jean Victor Moreau‘nun Hohenlinden’deki zaferi üstüne, Avusturya İmparatoru, İngiltere ile ittifakını bozmak ve 1801 Şubatı’nda Luneville Barışma Antlaşması‘nı imza atmak zorunda kaldı. Şubat 1801’de ve İngiltere ile Mart 1802’de imzalanan antlaşmalar ile Avrupa’da savaşlar sona erdi.

Ama bu barıştırma dönemi uzun sürmedi. Fransa’nın Avrupa’daki idareli ve politik gücünün giderek artması İngiltere açısından giderek genişleyen bir tehdit oluşturmaktaydı. Sonunda İngiltere 1803 yılının Mayıs ayında Fransa’ya savaş duyuru etti.

1804’te yaptığı Code Napoleon adıyla aşina Napolyon Kanunları, ırk göre da desteklendi.

1804 yılının Mayıs ayında, kralcıların bir komplosunu bahane ederek kendisini imparator duyuru eden Napolyon, aynı sene, 2 Aralık’ta Paris’teki Notre Dame Katedrali‘nde, Papa Pius VII’nin bulunduğu törende taç giyerek imparator oldu. Törenin uyarı çeken görüntülerinden biri, Napolyon’un eşi Josephine’i imparatoriçe ilan etmeden tacı önce kendisine takması oldu. daha sonra 26 Mayıs 1805’te de, İtalya’da kendi kurduğu cumhuriyeti feshederek, Milan Katedrali’nde, kendini İtalya Kralı ilan etti.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Nasreddin Hoca

sonra İngiltere’nin baskılarıya Avusturya, Rusya, Napoli ve İsveç’in katıldığı III. Koalisyon adında bir aleyhinde ittifak, oluşturuldu. Fransız Filosu’nun Kraliyet Donanması’nı daha aşağı edemeyeceğini bilmesine rağmen, teoride İngiliz Donanması’nı yanıltıp, İngiliz Kanalı’ndan uzağa sürükleyerek, İspanyol ve kendi donanmalarını İngiltere’ye ulaştırmayı planlayan Napolyon, deniz koşullarında savaşma konusunda adamakıllı bilgisizdi. Verdiği emirler çelişkili ve işe afacan olan Napolyon’un ordusu hiç karşısında güçlü olarak karşılaşmasa bile İngiltere’ye ulaşması en düşük üç gün sürecekti.

Fransız-İspanyol birleşik donanmasının, 21 Ekim 1805’te yapılan Trafalgar Deniz Savaşı’nda İngiliz donanması karşı yenilmesi neticesinde, İngiltere yerine müttefiklerini mısra getirme yolunu seçen Napolyon, Fransız ordusunu Manş kıyılarından Orta Avrupa‘ya yürüterek, gizlice Almanya içlerine soktu ve tacının takmasının birinci yıldönümü olan 2 Aralık 1805’te, Ulm ve Austerlitz zaferleriyle Avusturya ve Rusya’yı mağlup etti.

Eylül 1806 da Prusya Ordusu’nu Jena Savaşı‘nda, hemen arkasından da Ruslar’ı Friedland Savaşı‘nda bozguna uğratan Napolyon’un 1807 Temmuz’unda Rus Çarı I. Aleksandr’la imzaladığı Tiltis Antlaşması sonucunda Rusya savaştan çekilmek zorunda kaldı.

Mart 1810’da Habsburg Hanedanı’ndan Marie-Louise ile ikinci evliliğini yapan Napolyon’un bu evlilikten, 1811‘de yasal varisi olan Napolyon II dünyaya geldi.

22 Haziran 1812 tarihinde 453,000 karakter ordusuyla Rusya’ya giren Napolyon, Polonya’lı milliyetçi ve yurtsevelerin desteğini alabilmek için savaşa, II. Polonya Savaşı adını koydu. İlk Polonya Savaşı, Polonya’nın Rusya, Prusya ve Avusturya’ya aleyhinde özgür mücadelesiydi. Polonyalı yurtseverlerin, bölünmüş Polonya’nın Rus tarafındaki bölümünün Varşova Düklüğü’ne katılmasını ve yeni bir Polonya Krallığı kurulması talebi, bunun Prusya ve Avusturya’yı Fransa’ya karşı savaşa sürükleyeceğinden çekinen Napolyon tarafından geri çevrildi. Napolyon ayrıca Rus feodalite kölelerinin hür bırakılması isteğini de, tutucu kesimin tepkisini alma korkusuyla kabul etmedi.

Mikhail Bogdanovich Barclay de Tolly komutasındaki Ruslar, Napolyon’un elde etmeyi umduğu bitirici çatışmadan kendilerini ustalıkla korumayı başardılar ve Rusya’nın iç kesimlerine doğru geri çekilmelerini sürdürdüler. 16 ve 17 Ağustos’ta Smolensk’te kısa süreli çatışma girişimine aleyhinde durulduysa da Ruslar bölgede birçok defa yenilgiye uğradı ve böylelikle Napolyon avantajlı durumda kaldı. Fransızlar ile karşılaşmaktan mütemadiyen kaçınan Rus Ordusu, sadece Napolyon’un savaşmaya çekindiği bir takım bölgelerde fırsattan istifade baskı gösterdi.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Nez

Fransızlar ülkenin iç kısımlarına doğru ilerledikçe, Ruslar’ın, düşmanın yararlanmasını durdurmak için tüm mahsülü taktiği doğru yiyecek temin etmeleri de artan bir şekilde zorlaştı. Açlığın yanı sıra zorlu Rusya iklimiyle de başetmek zorunda kalan Fransızlar’ın, önceki sekiz haftada kaydettikleri başarı sonuçsuz kalmak üzereydi.

7 Eylül 1812’de, Borodino’da Rusya seferinin en manâlı savaşı gerçekleşti. Napolyon toplayabildiği 135,000 askerin 30,000 tanesini çoktan kaybetmiş ve düşman topraklarının 600 eksen içine girmişti. Büyük kayıplarla da olsa başarı elde etmeyi amaçlayan Napolyon’un bu sorgulanamaz işgalinin neticesi, 19 Ekim’de başlayan utanç verici bir geri çekilme ile belli oldu. Ordunun yönetimi Joachim Murat‘a bırakarak Paris’e dönen Napolyon, kendisine karşı düzenlenen hükümet darbesini bastırarak yeni bir ordu kurdu.

Ordusunun büyük bir bölümünü Rusya Seferi esnasında kaybeden Napolyon yüzünden Fransa, yeni bir ordu oluşturmanın zorluklarına sabretmek zorunda kaldı. Üretimden çekilen işgücü ve artırılan vergiler, Napolyon’u halkla karşısında karşıya bıraktı. Bu dönemde kendisine aleyhinde düzenlenen hükümet darbesini bastırdı ve yeni bir ordu kurdu. Oysa 1813 ve 1814’te baskılar arttı ve ırk desteği düştü.

Düşman kuvvetleri 1814’te Paris kapılarına dayanınca görevinden alınarak Elbe Adası‘na sürgüne gönderildi. Napolyon’un sürgüne gönderilmesinin arkasında boşalan Fransa tahtına, XVIII. Louis geçirildi.

7 Mart 1815‘te Elbe Adası’ndan kaçarak, el altından Paris’e dönen ve ırk desteğini bitmiş toplayarak derhal yeni bir ordu düzenleyen Napolyon, Belçika‘ya saldırdı. Kazandığı önemsiz birkaç zaferden daha sonra Wellington‘un komutasındaki İngiliz ve Gebhard Von Blücher komutasındaki Prusya Kuvvetleri göre 18 Haziran 1815’te Waterloo‘da büyük bir yenilgiye uğratıldı.

Paris’e dönüşünün gerisinde ikinci kez tahttan indirilen Napolyon, Amerika‘ya kaçmak istedi, oysa bunu başaramayınca İngilizler’e teslim oldu. İngilizler göre Atlantik‘teki St. Helena Adası‘na götürülen Napolyon, son yıllarını bu ufak adada geçirdi ve anılarını yazdırdı.

5 Mayıs 1821‘de, 51 yaşındayken ölen Napolyon’un cenazesi ama 1840 yılında Paris’e getirilebildi ve İnvalides‘e gömüldü. Vefat nedeni tamamiyle bilinmez Napolyon’un uşağı göre zehirlendiği de öne sürülen sebepler arasındadır.

Kısa zamanda Fransa Halkı’nın sevgisini kazanan ve tanıdık olmayan ülkelerdeki Fransızlar’ın, ülkelerine dönüp devletin modernleştirilmesinde kendisine asistan olmalarını karşılayan Napolyon, imparatorluğu baştan başa sayısız zafer kazandı. Ama Napolyon’un, Fransa içindeki bir takım huzursuzluklara ek olarak, dinç İngiliz Donanması’na, İspanya ve İtalya’da tahta geçirdiği akrabalarına halk göre duyulan kin ve nefrete ve kendine bağladığı devletlerde beliren milliyetçilik akımlarına da göğüs germesi gerekmekteydi.

Yeğeni III. Napolyon, 1851’de, amcası kadar büyük bir ihtişamla olmasa da ülkesinin yeni hükümdarı oldu.

Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı