S

Stanley Kubrick

Stanley Kubrick Biyografisi

Stanley Kubrick, 26 Nisan 1928 tarihinde New York Bronx’da doğmuştur. Hatasız film anlayışı ve teknik detaylara verdiği önemle tanındı. Filmlerinde insanların karanlık yönlerini anlattı.
New York doğumlu olan sanatçı çocukluk yıllarında zeki olmasına karşın akademik hayatında başarılı olamamıştı. 12 yaşına bastığında doktor olan babası Jack Kubrick göre, Pasedena, Kaliforniya‘da yaşayan dayısının yanında gönderildi. Burada bir sene kaldıktan daha sonra Bronx‘a döndüğünde okuldaki başarısı artmıştı. Taft High School’dan mezun oldu. Ailesi bir hobi kazanması nedeniyle onu satranca yönlendirdi. Kısa zamanda satranç hayatının manâlı bir parçası oldu ve büyük başarılar elde etti. Gelecek yıllarda filmlerinde satranç temasını sık sık kullanacaktı.

Babası ona birincil resim makinesini 13. yaş gününde armağan etti. Kubrick fotoğrafçılık ile bu sayede tanıştı. New York’da çoğu resim çekti. “Look” adlı dergiye birincil fotoğrafının sattığında daha 17 yaşındaydı. Bu olaydan sonra fotoğrafçılık kariyeri hızla ilerlemeye devam etti. New York’da bir fotoğrafçının yanında stajyer olarak iş buldu. Burada kısa bir süre ce fotoğraflarının yayınlandığı “Look” dergisinden meslek teklifi aldı. Bu dönemde üniversite eğitimi almak istedi ancak notlarının çok düşük olmasından dolayı hiçbir üniversiteye kabul edilmeyince Colombia Üniversitesi’nde derslere davetli öğrenci olarak girdi.

“Look” dergisinde çalışırken arkadaşı Alexander Singer ile birincil film projesini hazırladı. 1950 yılında Day of the Fight‘ın çekimleri başladı. Çekimler devam ederken çoğu da kısa filme imza attı. Çektiği kısa filmlerden bir tanesi çocukluğunda tanıştığı ve sevdiği satrançla ilgiliydi ama Central Park’da süren çekimler zorluklar nedeniyle tamamlanamadı. Bundan sonra Kaliforniya’da bir zaman beraber yaşadığı amcası ile birlikte “Fear and Desire” (1953) adlı kısa filmi çekti. Ama bu filmden hiçbir süre hoşnut kalmadı ve daha sonraki yıllarda bu filmi anmak bile istemediğini belirtmişti.

Bu dönemdeki yoğun çalışmaları evliliğini negatif yönde etkilemeye başlamıştı. Lise yıllarında tanıştığı eşi ile ilgisizlikten nedeniyle araları açıldı. Bütün bunlar olurken Stanley Kubrick sinemaya olan tutkusunu keşfetmiş ve yoğun bir şekilde kendisini sinemaya vermişti. “Killer’s Kiss” (1955) ve “The Killing” (1956) bu dönemde çektiği birincil uzun metrajlı filmleri oldu. Bu filmler ile Hollywood‘da tanındı ve ardından illk önemli filmi “Path’s of Glory“(1957) adlı filmi yönetti. Bu filmde beraber çalıştığı Kirk Dougles ile sonradan “Spartacus” (1960)’da da birlikte çalıştı. Oysa Kirk Douglas, Tony Curtis, Laurence Olivier, Jean Simmons, Charles Laughton, Peter Ustinov, John Gavin gibi sanatçıların oynadığı Spartacus‘un çekimleri sırasında zorluklarla karşılaşıyordu. Üretim şirketi Kubrick’in fikirlerini fazla gönder noktalarda buluyordu. Bu şeklide çalışamayacağını anlayan Kubrick manzara yönetmeni Russel Metty ile anlaşarak hiçbir şeye karışmamasını ve herşeyi ona bırakmasını istedi. Bu filmde kullandığı teknikler ile gelecekteki tarzını belirlemiş oldu.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Sait Faik Abasıyanık

1961 yılına gelindiğinde “One-Eyed Jacks” adlı yeni projesinde Marlon Brando ile anlaşmazlıklar yaşayınca filmi yarıda bıraktı. Bu sırada ikinci evliliği de son bulmuştu. İdealistik filmlerini çekebilmek amacıyla İngiltere‘ye gitti ve burada ile birlikte “Lolita” (1962) adlı filmi çekti. Bu filmden derhal sonradan konusu karamizah olan birincil ve tek filmi “Dr. Strangelove or: How I Learned to Stop Worrying and Love the Bomb” (1964) adlı filmi yönetti. Bu film onun için büyük bir riskti çünkü filmin konusu olan nükleer bomba, komedi unsuru olmaktan fazla uzaktı. Ilk Olarak senaryoyu hazırlarken daha dram içerikli olmasına rağmen, çekim esnasında yeni düşünceler geliştirerek filme öbür bir boyut kattı.

Bu ülkede bulduğu mali ve tekniksel rahatlık onu yeni arayışlara yöneltti. Denek olarak birkaç proje üretti. 1968 yılında Artur C. Clarke‘ın ünlü eseri “2001: A Space Odyssey” (2001: Bir Uzay Macerası) (1968)’i sinemaya uyarladı. Filmde en çok sevdiği müzik eseri olarak belittiği Strauss‘un “Thus Spoke Zaratustra” adlı eserini ku açtı. Ardından “A Clockwork Orange” (Otomatik Portakal) (1971) ve “Barry Lyndon” (1975) adlı filmleri geldi. Barry Lydon’ı çekerken setteki sert mizacı ve oyunculara ara verdirmeden uzun çekimler yapması efsanevi zor yönetmen sıfatını almasına niçin oldu. Bu filmlerden sonra dehşet filmlerinin popüler olmasıyla Stephan King’in ünlü romanı “The Shining” (1980)’i sinemaya uyarladı. Filmin setindeki sert davranışları çoğu oyuncunun ve çalışanın sıkıntılı anlar yaşamasına niçin oldu. Stephan King bu uyarlamayı beğenmediğini belirtti. Fakat kullandığı ayna tekniği ile nefret sinemasına öbür bir boyut katarak filmin bir kült olmasını sağladı. 7 yıl uzun bir aradan sonra 1987 yılında “Full Metal Jacket“(1987) ile sinamaya dönüş yaptı. Bu uzun dönemde evlenmiş ve çocuk sahibi olmuştu. 1990 yılında Brian Aldiss ile birlikte “AI: Artificial Intelligence” adlı bir film projesine başladı. Ama projenin fazla yavaş ilerlemesi ve teknolojinin yetersizliği yüzünden bu projeyi erteledi.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Sercan Badur

Amerikan sinema endüstrisinin stüdyo sisteminde çok eksik film yönetmeni, Stanley Kubrick’in elde ettiği özgürlükle çalışma fırsatına sahip oldu. Kubrick süre içinde film yapımcısı olarak milletlerarası bir öneme sahip olurken, filmlerinde ön tasarlama ve program metni yazımı aşamasından post-prodüksiyona dek her şeyi kendisi yöneterek, filmlerinin tüm sanatsal denetimini elinde tuttu. Kubrick büyük stüdyoların ona tanıdığı geniş sanatsal özgürlüğü rahatça kullanabiliyordu, çünkü mesleğini sıfırdan öğrenmişti. Film çekme tekniklerini kendi kendine öğrendi, bir film stüdyosunda çıraklık ya da daha daha alçak düzeyde işler yapmadı ve bu konuda film yönetmenleri arasında az kalsın bir benzeri daha değil. Büyük stüdyolar için film çekmeye başladığında, sinema sektörü tarihinde nadir görülen bir özgürlüğe sahipti.

1960’lı yıllarda Lolita filmini çekmek üzere İngiltere‘ye dışarı giden Kubrick, yaşamının geri kalanını bu ülkede, Hertfordshire’da satın aldığı Childwickbury Köşkü’nde geçirdi. Dr. Garipaşk, satirik komedinin sinemadaki kayda değer örneklerinden biri olarak kabul edilir. Oysa Stanley Kubrick’i 20. yüzyılın en kayda değer yönetmenlerinden biri yapan, 1968 MGM Cinerama prodüksüyonu olan 2001: Bir Uzay Macerası ve 1971 yapımı Otomatik Portakal’dır.

William Makepeace Thackeray’in bir romanının sinemaya uyarlanması olan Barry Lyndon, Jack Nicholson‘ın oynadığı The Shining, takriben 7 yıl çalıştığı savaş filmi Full Metal Jacket ve son anda yapmaktan caydığı Suni Zeka Kubrick efsanesini sürdüren filmler oldular.

“AI : Artifical Intelligence” adlı proje sürerken bir yana da hayalini kurduğu “Eyes Wide Shut” (Gözleri Iyice Kapalı) (1999)’ın fikirleri ortaya çıktı. Bu filmde evli iki oyuncu olan Tom Cruse ve Nikole Kidman ile çalıştı. Filmin hazırlık aşaması uzun ve sancılı geçti. Bu filmde mutlak kusursuzluk peşindeydi. Filmin gösterime girmesinden kısa bir vakit sonra 7 Mart 1999 tarihinde uykusunda vefat etti. Psikolojiye ve edebiyata meraklı olan Kubrick geriye 48 yılda çekilmiş 16 adet film bıraktı. Filmlerinde kullandığı simgesellik ve deneyde kullanılan görünüm açısıyla günümüzdeki çoğu yönetmene ilham vermiştir.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Sacit Aslan

Stanley Kubrick, 7 Mart 1999 tarihinde 71 yaşında Hertfordshire, İngiltere’deki evinde ölmüştür.

Ödülleri

1968: OSCAR: En İyi Özel Effektler, 2001: A Space Odyssey
1999: Directors Guild of Great Britain: Posthumous Yaşamboyu Başarı Ödülü
1997: Venice Film Festivali: Altın Aslan, Career Achievement
1997: Directors Guild of America: D.W. Griffith Ödülü
1975: BAFTA: En İyi Yönetmen, Barry Lyndon
1975: National Board of Review: En İyi Yönetmen, Barry Lyndon; tied with Robert Altman, Nashville
1971: New York Film Eleştirmenleri Circle: En İyi Yönetmen, A Clockwork Orange
1971: New York Film Eleştirmenleri Circle: En İyi Film, A Clockwork Orange
1964: BAFTA: United Nations Ödülü, Dr. Strangelove
1964: BAFTA: En İyi İngiliz Filmi, Dr. Strangelove
1964: BAFTA: En İyi Film, Dr. Strangelove
1964: Bodil Festivali: En İyi Amerikan Filmi, Dr. Strangelove
1964: Writers Guild of America: En İyi-Yazılı Amerikan Komedisi, Dr. Strangelove, shared award
1964: New York Film Eleştirmenleri Circle: En İyi Yönetmen, Dr. Strangelove
1959: Locarno Film Festivali: Golden Sail Ödülü, Killer’s Kiss

Filmleri :
1953 – Fear and Desire
1955 – Killer’s Kiss
1956 – The Killing
1957 – Paths of Glory
1960 – Spartacus
1962 – Lolita
1964 – Dr. Strangelove or: How I Learned to Stop Worrying and Love the Bomb
1968 – 2001: A Space Odyssey
1971 – A Clockwork Orange
1975 – Barry Lyndon
1980 – The Shining
1987 – Full Metal Jacket
1999 – Eyes Wide Shut

Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı