SŞ

Sadri Maksudi Arsal

Sadri Maksudi Arsal Biyografisi

Sadri Maksudi Arsal, 5 Ağustos 1879 tarihinde Taşsu köyü, Kazan, Tataristan, Rusya İmparatorluğunda doğmuştur. Esas adı Sadretdin Nizametdinoviç Maksudov’dır. Babası köyün imamı Nizamettin Molla, annesi Metfune Bayan’dır. Pedagog Ahmed Hadi Maksudi’nin erkek kardeşidir. İlkokulu doğduğu köyde okudu. Babası Nizamettin Molla Taşsu köyünde imamlığın yanında muhtarlık, anlaşmazlıklarda hakemlik ve hakimlik de yapıyordu. Hem köy okulunu da o idare ediyordu. Sadri Maksudî’nin annesi Meftuha Bayan da okuma-yazma biliyor ve köy okulunun kızlara ait olan bölümünü yönetiyordu. 1888 yılında Kazan’daki benzer medresede öğretmenlik yapan ağabeyi Ahmet Hadi Maksudi’nin yanına Allâmiye Medresesinde öğrenimine devam etti ve 1895 yılında mezun oldu.
Kazan yıllarında, İstanbul’dan gelen çocuk romanlarını okuyarak Osmanlıcan Robinson Crusoe’nun Osmanlıca çevirisini Kazan Türkçesi’ne çevirdi.

1895 yılında Kırım Bahçesaray’daki Zincirli Medrese’de ders vermeye misafir etme edilen ağabeyi ile birlikte Bahçesaray’a gitti. Aynı kurumda öğretmenlik yapan ve ileride “manevi babam” diye anacağı İsmail Gaspıralı’yla tanıştı. İsmail Bey Gaspıralı 16 yaşındaki bu gençle bol miktarda ilgilenir ve fırsat buldukça ona telkinlerde bulunur. Gaspıralı’nın Sadri Maksudî’ye aşıladığı en kayda değer şey bütün Türkler’in birliği fikridir. Bahçesaray’da geçirdiği 1895-1896 öğrenim yılında Zincirli Medrese’deki dersleri peşine düşüp takip etti ve Rusça öğrendi. Kazan’a döndüğü tarih olan 1896’da Rus-Tatar öğretmen okuluna kaydoldu.

Sadri Maksudi Arsal, 1901 yılının başlarında öğretmen okulundan mezun oldu ve ağabeyinin de teşviki ile İstanbul’a giderek eğitimine devam etmeye karar verdi. Fakat önce hoca okulu yıllarında kitaplarını okuyup hayranı olduğu Lev Tolstoy ile tanışmadan Rusya’dan terketmek istemedi. 1901 yazında Yasnaya Polyana’ya giderek o sırada 73 yaşında olan yazarı evinde ziyaret etti. Saatler süren sohbetleri esnasında Sadri Maksudi’yi fazla beğenen meşhur yazar, farklı alanlara yönlendirilmiş defalar “”Zeki Tatar Çocuğu” diye sırtını sıvazlamıştır.

sonra istanbul’a sırası gelmişken yolunun üzerinde yer alan Kırım’a geldiğinde İsmail Gaspıralı’nın yanında uğrar. Gaspıralı ona, çağdaş anlamda daha iyi eğitim alabilmesi için İstanbul’da kalmamasını mutlaka Paris’e de gitmesini salık verir. Sadri Maksudî’nin İstanbul’da tanıştığı Ahmet Mithat Efendi de İstanbul’da ona aynı şeyi nasihat edecektir. Bu Nedenle İstanbul’da uzun bir vakit kalmayan Maksudî 1901 yılının sonunda Paris’e gider ve Fransızca ve Latince öğrenmekle geçen bir yıl hazırlıktan sonradan 1902 yılında Sorbon Üniversitesi’nde Hukuk Fakültesi’ne kaydoldu.

aynı zamanda Yüksek İçtimaî İlimler Okulu’na da kaydolarak ve Durkheim gibi meşhur alimlerden ders alır. Keza “Paris Edebiyat Fakültesi” ve “College de France”‘da da birçok dersleri takip etti. Bu sırada Paris’te bulunan Yusuf Akçura ile tanışır ve bu iki genç yakın arkadaş olurlar. Sadri Maksudi Arsal 1906 yılında üniversiteden mezun olarak Rusya’ya döner. Böylece onun siyasî faaliyetleri de başlamış olur.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Sibel Can

1906 yılında Rusya’ya dönen Sadri Maksudî ayağının tozuyla Rusya Müslümanlarının Üçüncü Kurultayı’na gider. Buraya geldiğinde kurultayda oluşturulan Millî Şura’ya aza seçildiğini görür. Kurultay bittikten daha sonra, önce köyüne arkasından da Kazan’a gider. Bu sırada İkinci Duma için tüm Rusya’da seçim kampanyaları yürütülmektedir. Sadri Maksudî de Kadet Partisi’nden adaylığını koyar ve delege seçilir. İkinci Duma’nın Çar tarafından feshedilmesinden daha sonra Üçüncü Duma seçimlerine de katılır ve baştan seçilir. Maksudî’nin Duma’da verdiği nutuklardan bazılarının konuları şunlardır: Rus göçmenlerin yerleştirilmesi nedeniyle Kazak-Kırgızlar’ın yerlerinden edilmesi; Rusya’nın Boğazlar siyasetine eleştiri; Hükümetin bütçede Türk okullarına ödenek ayırmaması.

Duma üyeliği esnasında Petersburg’da bulunan Maksudî, siyasî faaliyetlerin yanına ilmî faaliyetlerle de uğraşmaktadır. 1907-1910 yılları aralarında Radloff’un arkadaş ve öğrencilerini kabul ettiği geceleri kaçırmamakta ve bu sayede Türk dili hakkında birçok yeni şey öğrenmektedir. Üçüncü Duma kapandıktan ve Dördüncü Duma’ya seçilmesi engellendikten sonra 1913 yılında Kazan’a dönen Sadri Maksudî bir vakit avukatlık yapar. Bundan Böyle Şubat Devrimi gelmiştir.

1905 Devrimi sürecinde olduğu gibi 1917 Şubat Devrimi sırasında da Rusya’da bir serbest ortamı oluşmuş ve bundan Rusya Türkleri de istifade etmişti. Bunun birincil manâlı semeresi Birinci Bütün Rusya Müslümanları Kurultayı idi. Sadri Maksudî Türkistan’da bulunduğu için Kurultay’a katılamaz ancak, İkinci Bütün Rusya Müslümanları Kurultayı’na katılır. Bu kurultayda “İç Rusya ve Sibirya Türk-Tatarlarının Millî-Medenî Muhtariyeti” adlı tasarısını sunar ve kurultayda bu kültürel muhtariyetin duyuru edilmesini teklif eder. Kurultay tasarıyı kabul eder ve Muhtariyet Komisyonu kurarak başına Maksudî’yi atar

Kurultayda alınan karara kadar muhtar idarenin başkenti Ufa olacaktır. Bu yüzden komite Ufa’ya gider. Komisyonun çalışmalarının neticesinde muhtariyet ilan olunur. 20 Kasım 1917’de bir Millî Meclis açılır. “Millî İdare” olarak adlandırılan meclisin başında da Sadri Maksudi Arsal vardır. Meclis iki hizbe ayrılmıştır. İlk hizip, “Toprakçılar” olarakyetin taraftarı olan gruptur. İkinci hizip ise başını Sadri Maksudi Arsal’nin çektiği “Türkçüler” hizbidir. Onların görüşüne tarafından Rusya’nın çoğu yerine dağılmış bulunan Türk-Tatarlar için kültürel muhtariyet en faydalı yoldur. Ama, tüm bu çabalar nafile gidecek, Ekim Devrimi Millî İdare’nin sonunu hazırlayacaktır. Bolşevik güçler Rusya’daki Geçici hükümeti dağıtır ve yönetimi ele geçirir. Sadri Maksudi Arsal da meclisin çalışmalarına bir vakit ara verilmesi yönünde bir karar çıkarttırıp önce Kazan’a sonra da Moskova’ya gider. Niyeti, ülkede neler olup bittiğini öğrenmek ve son vaziyetin Millî İdare’yi nasıl etkileyeceğini görmektir. Oysa, Sadri Maksudi Arsal Bolşevikler’in arananlar listesine girmiştir. Moskova’dan Petersburg’a gider ve din bilgini Musa Cârullah’ın yardımıyla Finlandiya’ya kaçar.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Salih Zeki Çolak

Finlandiya’da Rusya ile iletişim kurmaya çalışan Sadri Maksudi Arsal’a Rusya’dan kayda değer haberler kazanç. Amiral Kolçak Sibirya’nın önemli bir bölümünü ele geçirmiş ve burada kendi hükümetini kurmuştur. Türk-Tatar Ahali Meclisi’nin bakiyesi de Kızılyar’da yığılmış ve Paris’te olduğunu düşündükleri Sadri Maksudi Arsal’a ulaşmaları için iki kişiyi görevlendirmişlerdir. Zaten yakın bir tarihte Paris Barıştırma Konferansı da başlayacaktır. Bu yüzden Sadri Maksudi Arsal derhal Paris’e içten yola çıkar ve Mayıs 1919’da Paris’e ulaşır.

Paris Konferansı’nda Tatarlar adına bir memorandum sunan Sadri Maksudi Arsal ayrıca başka ülkelerin delegeleriyle de görüşerek Kazan Türkleri’nin sorunları hakkında da bilgiler verir. Konferans bittikten bir zaman daha sonra 1922 yılında ailesi ile birlikte Berlin’e gitti ve politikayı bıraktı, akademik çalışmalara yöneldi. Sadri Maksudi Arsal tekrar 1923 yılında ailesi ile birlikte Paris, Fransa’ya, Sorbon’a döndü. Burada üniversitede hocalığa başladı, Sorbon Üniversitesi Edebiyat fakültesine ast İslâm Ülkelerini Muayene Enstitüsünde Türk-Tatar kavimlerinin tarihi üzerine dersler verdi. Bu sırada Türkiye’de Kurtuluş Savaşı kazanılmış, yeni bir Türk devleti kurulmuştur. Maksudî de Türk Ocakları’nda konferanslar atamak üzere Türkiye’ye gelir ve 24 Kasım 1924’e Mustafa Kemal ATATÜRK’den bir randevu alır. Mülâkat sırasında Atatürk, Maksudî’ye Türkiye’de kalmasını önerge eder. Sadri Maksudî’nin cevabı, “Emredersiniz Paşam.” dır. 1925 yılında Türkiye‘ye gelip yerleşti. Ankara‘da Maarif Vekaleti’ne tabi Telif ve Tercüme Heyeti’ne üyeliğine atandı. Bu heyetin dağılmasından daha sonra Ankara Hukuk Mektebi kurucu hocaları aralarında yer aldı; uzun yıllar bu kurumda ders verdi.

Soyadı Kanunu’ndan daha sonra “Arsal” soyadını bölge Sadri Maksudî vatan olarak bildiği Türkiye’ye gelince önce Telif ve Tercüme Heyeti’ne üye seçilir. Ardındaki Hukuk Fakültesi’nde profesör olarak hizmet eder.

Rusya İmparatorluğu içinde Başkurdistan’ın başkenti Ufa’da 1917 yılında kurulan Ulusal İdare’nin ve parlamentosu Milli Meclis’in başkanı olmuş bir devlet adamıdır. Bolşevikler’in Ulusal İdare’yi lağvetmelerinden daha sonra Batı Avrupa’ya gitti. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türkiye’ye eğlence edildi. Türkiye’de Türkçülüğün temelini atanlar arasında oldu. Cumhuriyetin birincil hukuk fakültesi olan Ankara Hukuk Fakültesi’nin kurucu hocalarındandır. Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’nun kurulmasında önemli katkıları olmuştur.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Seda Demir

Sadri Maksudi, 1928 yılında Milliyet Gazetesi‘nde “Lisan Islahı Meselesi” başlığı aşağı yayınladığı yazılarını 1930 yılında bir kitap olarak yayınladı ve cumhurbaşkanı Mustafa Kemal ATATÜRK‘e sundu. Mustafa Kemal’in önsöz yazdığı Türk Dili İçin” adlı bu eser, iki sene sonra Türk Dil Kurumu’nun kurulması talimatının verilmesinde etkili oldu.

Sadri Maksudi Arsal, TBMM‘de 4 Mayıs 1931 – 23 Aralık 1934 tarihleri aralarında 4. dönem CHP. Şebinkarahisar, 1 Mart 1935 – 27 Aralık 1938 tarihleri aralarında 5. dönem CHP. Giresun ve 22 Mayıs 1950 – 12 Mart 1954 tarihleri aralarında 9. dönem Demokrat Parti Ankara milletvekili olarak ödev yaptı. 1954 yılında yeni seçimlerde bitmiş aday olmayarak istanbul’a çekildi. 1955 yılında manevi vasiyeti saydığı Uyruk Duygusunun Sosyolojik Esasları kitabını yazdı.

Sadri Maksudi Arsal, 1911 yılında Kamile Rami ile evlendi. Adile Ayda (d. 7 Mart 1912- ö. 5 Kasım 1992) ve Naile Turhan adlarında iki kızı oldu. Kızı Adile Ayda; Türkiye’nin birincil bayan diplomatı olmuş ve 1976-1980 arasında kontenjan senatörü olarak Cumhuriyet Senatosu’nda devir yapmıştır.

Sadri Maksudi Arsal, 20 Şubat 1957 tarihinde istanbul’da 78 yaşında ölmüştür. Cenazesi, İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.

Ünlü Rus yazan Lev Tolstoy, Sadri Maksudi Arsal’dan “Zeki Tatar Çocuğu” diye bahsetmiştir.

Kitapları :
1898 – Maişet, Kazan
1912 – İngiltere’ye Gezi, Kazan
1927 – Hukuk Tarihi Dersleri, Ankara
1928 – Türk Hukuk Tarihi, Ankara
1930 – Türk Dili İçin, Ankara
1933 – İskitler-Sakalar, Ankara
1934 – Orta Asya Türk Devletleri, Ankara
1937 – Hukukun Umumî Esasları, Ankara
1940 – Teokratik Devlet ve Laik Devlet, İstanbul
1940 – İngiliz Amme Hukukunun İnkişafı Safhaları, İstanbul
1941 – Umumî Hukuk Tarihi, Ankara
1945 – Farabi’nin Hukuk Felsefesi, İstanbul
1946 – Hukuk Felsefesi, İstanbul
1947 – Kutadgu Bilig, İstanbul
1947 – Türk Tarihi ve Hukuk, İstanbul
1955 – Milliyet Duygusunun Sosyolojik Esasları, İstanbul

Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı