M

Medyum Memiş

Medyum Memiş Biyografisi

Medyum Memiş, 1968 yılında Ordu ilinde doğmuştur. Belli Başlı adı Mehmet Memiş’tir. Babasının iki evliliğinden 19 çocuğu olmuş. Medyum Memiş, onikinci çocuktur. Ailesinin fiziksel koşulları nedeniyle ilkokuldan sonra oysa iki yıl okuyabildi. İki sene hafızlık çalıştı. Daha iyi meslek imkanı bulabilmek için 1980 yılında istanbul’a göç ederek Fatih semtine yerleştiler. Ve Elif Kuru Arıtma dükkanında çalışmaya başlayarak ailesinin geçinmesine tezgâhtar olmuştur.
18 yaşında iki arkadaşı ile Konya ve Urfa‘ya seyahat kararı alarak yola çıkmışlar ve Urfa’da cinleri ile tanışmış. “Kur’an-ı Kerim‘in 30’dan pozitif ayetinde cinlerden bahsediliyor. Var mıdır, yok mudur” diye soramazsınız diyor.

Daha sonraları Fatih’de çalıştığı Kuru Temizleme dükkanını bir arkadaşı ile birlikte satın alarak işletmesine devam etti. bununla birlikte manevi ve psikolojik sorunları olan insanların ziyaretine geldiği adresi oldu.

Akabinde, halk müziği aralarında cinlenmiş olarak nitelendirilen hastalar, kocalarını evlerine bağlantı kurmak isteyen kadınlar, aşıklar, iktidarsızlar, işleri kötü giden iş adamları, sporcular, sanatçılar, politikacılar, hatta milletvekilleri gelip gitmeye başladılar.

1991 yılından beri Medyumluk yapmaktadır. Annesi Hasibe Memiş 84 yaşında 5 Mart 2014 tarihinde vefat etti.

Medyum Memiş, bir röportajında kendisini şöyle tanımlamaktadır:
Cümbür Cemaat sizi Medyum Memiş olarak biliyor. Siz kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?. : “Medyumlar birtakım soyut varlıklarla irtibat hişilerdir. Ben de cinlerle irtibat halinde olduğuma göre o sıfat bana yakışıyor. Benim şöhretimi fırsat bilen bir takım ucubeler de ortaya çıktılar lakin yaptıkları şarlatanlıktır… Mektuplarda, maillerde, fakslarda vatandaşlar bana ‘Öğretmen’ diye hitap ediyorlar…”

Uzun süredir ‘Medyum Memiş’ ismi var. Başlangıç noktası ne zaman bu işin?… : “Ben 19 senedir gündemde olan tek kişiyim. Türkiye medyası beni tanımadan Amerikan Times yazmıştı. İki gün yaptıklarımı, çalışmamı gözlemledikten daha sonra röportaja geçmişlerdi… Birtakım tahminlerimin çıkması, felçli bir hastayı ayağa kaldırmam hayretler içinde bırakmıştı onları…”

Tıbbi rahatsızlıklara müdahale edemeyiz Felçli birini nasıl ayağa kaldırdınız?… Tıbben mümkün mü bu?… : “Bizim tıbbi bir boyuta, kaza sonucu, veya yüksek tansiyon sonucu ortaya çıkan somut bir rahatsızlığa müdahalemiz laf konusu değil. Insanlar arasında çarpılmak, ziyaret etmek denen şeytani cinlerin musallat olmasıyla ortaya çıkan rahatsızlıklar bahsettiğim. İnsanlar kendi iradelerinin haricen cinlerin hükmetmesiyle hareket ediyorlar, hayatlarında ahenk kalmıyor. Bu insanlara şifacı, arabulucu oluyoruz gelebilecek manevi sıkıntılara çare oluyoruz…”

Nasıl oluyor bu?… Böyle bir özelliğiniz olduğunu ne zaman, nasıl farkettiniz?…: “14 yaşındaydım. Önce rüya ile sonradan yanıma zuhur etmeleriyle farkettim. Benim cinlerim müslüman, 8 taneler. Ben onlara hükmediyorum, yönlendiriyorum. Ben onları kullanırken hiçbir şekilde bana ya da çevremdeki insanlara hasar vermeleri olası yok…”

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Merve Özkaynak

Yıllardır sizinle mi bu cinler yani?… :“Natürel. Onlar da biz ahali gibi yer, içer, evlenir, doğururlar. İnananları, inanmayanları, münafıkları vardır. Kabileler halinde yaşarlar, reisleri, hekimleri, hizmet edenleri vardır. İnsanların görünmeyen boyutta yaşayanlarıdır…”

Siz kesintisiz temas halinde misiniz?… :“Natürel…”

Derhal buradalar mı? :“Yok yok. İstişare yaptığımız süre. Gece saat 12’den sabahtan eirim lakin gece daha müsait olduğu için…”

Göremediğimiz bir boyuttaki canlılardan laf ediyoruz. Açık Konuşmak Gerekirse ben anlamakta zorlanıyorum. Siz bir şekil mi görüyorsunuz, nasıl bir temas bu?…: “Natürel. Aynen sizin gibi. Onların da değişik şekilleri, suretleri var. Bir insan gibi de görünebilirler, bir kedi, köpek, akrep, yılan gibi de. Hatta sizin suretinize girip başka bir yerde dolaşırlar ve görenler onun siz olduğunuzu sanırlar. Ben herhangi bir alanda görsem farkederim ama insanların bunu farketmesi olası değil, o alemle temas etmiş olmaları lüzumlu…”

Geleceği kimse bilemez… Yakın bir zamanda seçimleri yaşadık. Adaylardan gelenler oldu mu?… :“Ful çalıştım. Yüzde 80’i nasihatlerimi aynen tutmuşlar, kârlı çıkmışlardır.”

Dinimizde geleceğe dair bir şey anlatmak caiz değil fakat…: “Geleceği kimse bilemez. Ama cenabı Allah isterse sevdiği kullarının kalbine birşeyler hissettirebilir. Benimki yorumlarımdır…”

Daha fazla kimler, ne için geliyor size?… :“Bana itikadı olan herkes gelebilir. İsim saptamak doğru değil, ahlaka aykırı. Ama aklına gelebilecek herkes A’dan Z’ye… İşadamı, siyasetçisi de geliyor, yurt dışındaki politikacısı da, devlet başkanı da… Bu ilmi uygularken karşısında taraftaki insanın dinine, mevkisine bakmam. Bizler faydalı oluyoruz oysa kaç bin kilometre uzak, Afrika’dan, Amerika’dan, Kanada’dan geliyorlar. Günübirlik özel uçaklarla yurt dışına gidiyorum. Çok özel kimseleri kabul ediyorum, üstteki seviye kişiler… Halkla fazla irtibatım değil. Çok yoruyor bu ilim. Karı koca arasındaki problemler, işinde problemi olanlar, yatırım yapacak, bir yerden aday olacaksa geliyorlar. 8 ülke benim belgeselimi çekti. Acilen Japon ¬Amerikan iki taraflı yapımı üç ay sürecek bir belgeselim çekiliyor. Benzer firma ondan alıntılarla diğer taraftan film yapacak. Ben bu işin şovuna kaçmadım, mütevazı yaşadım. Bir Türk olarak Hıristiyan aleminde üstteki düzeyde birine bu ilmimi uygulayabiliyorsam, devlet töreniyle karşılanıyorsam, devlet büyükleriyor…”

Nasıl bir çalışma sisteminiz var?… İnsanlar size ulaşıp problemlerini mi söylüyorlar?… Biri sizi aradığında problemini kestirmiş oluyor musunuz?… :“Tabii, tabii. Anlarım onu zaten ben. Bazıları da problem bahane edip beni görmeye geliyor. Biz onu kırmadan ‘o kadar mi’ deyip gönderiyoruz. Fiilen problemleri olan son umut olarak bizi görüp, tüm imkanlarını zorlayarak geliyorlar. Zaten gelen defalarca tavsiye üzerinedir. Şayet başarısız olduğumuz yüzde birdir. Natürel kiminin işlemleri bir gün sürer, kiminin bir hafta . Konuya, işlemin tatbikine göredir…”

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Müfit Özdeş

İşlem dediğiniz ne?… :“Manevi tatbiklerdir. Artı ayrıntısını vermemeye çalışıyorum. Bunu okuyan bir takım uyanıklar kopyalayıp kendisine çıkar sağlamaya çalışıyor. Bu yüzden beyanatlarımda azıcık kısıtlamaya gidiyorum…”

CIA ve KGB ajanı cinler Filmlerde bir takım olayları çözmekte istihbarat örgütlerinin medyumları kullandığını görüyoruz.: “Amerika’da , CIA ajanları bir takım konuları çözmekte cinleri kullanıyor. Ama bana da çok itikadları var. Zaten Hollywood filmlerinin yüzde otuzunda bilinmez ve metafiziksel konular üstüne senaryolar. Bunlar gerçeklerden alınıyor…”

Acilen böyle deyince birlikte çalışma yaptınız mı diye soracağım?… : “Natürel egzersiz sırlarımı vermiyorum. Fazla olaylarda yer aldım. Cinlerle iletişim halinde olan sahiden medyumlar benim kadar ilme sahip olmasalar da bugün istihbarat alanında çalışıyorlar. Amerika olsun, KGB olsun, MOSSAD olsun tüm Avrupa’da da istihbarat birimleri medyumları kullanmaktadır. Bu da fazla zekice, hoş bir olay. Bu da artacak. Filmlerde yer alan olaylar defalarca gerçeklerden alıntılardır…”

Buradan cinlerin ajanlık yaptığını anlıyorum. :“Yaparlar natürel niye yapmasınlar. Bu iyi kullanılırsa hoş bir ilimdir. Ben bunu bir nimet olarak görüyorum. Dünyanın her yerinde, her dininde halk müziği istediklerine gelmek için sihir yapıyor. Yapan kişiye bir takım çatlatma, bağlama denen yöntemler uyguluyoruz. İnsanların hayrına olan herşeyi yaparım. Benim gibi dünyada üç birey var müslüman cinlerle irtibat halinde olan. Biri Pakistan’da ahir ömrünü yaşıyor bundan böyle. Bir parça başına de Litvanya’da. Hıristiyan lakin müslüman cinleri kullanıyor. Biz bunlarla kendi manevi ortamımızda istişare edince birbirimizi rahatça görebiliyoruz…”

İnsanın kafası karışıyor. : “Karışır natürel. Bilinmeyen ve merak edilen bir konu…”

Bu meslek beni çok yoruyor Bir kitap yazıyorsunuz ona gelirsek?... :“Bu kitap dünyada cinler alemini yaşayan, haberdar olan biri tarafından yazılan o alemin çok ayrıntılı sırlarını vermeden anlatan birincil kitap olacak. Altı farklı dilde yayınlanacak. Japonca, İbranice, Arapça, İngilizce, Almanca, Türkçe. Tanıdık Olmayan bir yayıneviyle irtibat halindeyim. Büyük alaka var. Vatandaşlardan çoktan kitabevlerinden soranlar varmış…”

Yazımı tamamlandı mı?…: “Son aşamasındayım… İnşallah akademik çevredekilerin de bu konuya daha tarafsız ve arkadaşça yaklaşmalarını sağlayacak.

Hemen nasıl akademisyenlerle ilişkileriniz?…: “Akla Yatkın olanlar fazla bakıyor. Lakin herşeye maydanoz olan ucubeler de var natürel. Fakat beni bütün dünya kabul etmişken üç tane akademisyenin kabul etmesi manâlı yok…”

Kitap kafaları karıştırmayacak mı? :“Ona fırsat vermeyeceğim, fazla dikkatliyim o konuda. Benim istişarelerimi anlatan, bilinmeyenlerle ilgili bir eser…”

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Miray Daner

Bilinmeyenler arasında başka şeyler de var mı? :“UZAYLI diye bir şey değil mesela. Bunlar da cinlerle ilgili. Bana cinleri göster diyorlar, o zaman sen de uzaylıları göster. Cinler insanların uzaylılarla ilgili benzetmelerini duyduklarından, ekseriyetle şeytani cinler o şekillere girerek insanlarla alay ediyorlar, dalga geçiyorlar. UZAYLI’cularla dalga geçiyorlar…”

Politikacısıyla, işadamıyla ülke olarak kilitlendiğimiz AB konusu ne olacak?… :“İstediğimiz tarihi vermeyecekler. 2003’de bir tarih söz konusu değil. AT 15-20 sene içinde dağılacak. Türkiye daha iyi günler yaşayacak. Yeterki yöneticiler gösteri maksatlı yok, hizmet amaçlı gelsinler.

Evli değilsiniz. Hiç evlendiniz mi? “Hayır, bekarım. Birtakım olaylar sıkıntılar o kadar karşıma çıkıyor ama evlenmeye korkuyorum inanın. Hanımlar alınacak ama onlarla uğraşmak gerçekten güç…”

Nasıl yani. 8 cine hükmediyorum diyorsunuz, bir kadınla mı başedemeyeceksiniz?…: “Ben doğallıktan yanayım. Yoksa bir adamı ilmimle böylece bir hoplatırım oysa hayatı kayar. Fakat doğallıktan, natürellikten yanayım. Sizleri tenzih ederim lakin erkekler daha mâsum. Pek isteklerle gelen kadınlar var fakat. Bana bundan 5 sene önce hayatımı dizi yapmam için bir milyon dolar teklif ettiler. Kabul etmedim. Yaşadıklarımı anlatmam gerekecekti bu da ahlaki değil.

Paradan laf edince. Bunu bir ücretle yapıyorsunuz?…: “Elbetteki birtakım nebati şeylerden nedeniyle masraflar laf konusu olabilir ama her zaman da değil. Bu işi ticarete dökmedim. Alıp götürdüklerinde bir nafaka, ikram laf konusudur lakin ben hiçbir zaman talep etmem. Yapılan işlemde bazı bitkisel ilaçlar kullanılıyorsa onun masrafını tabii oysa alırım. Durup dururken bunu kimseden talep etmem Allah da nasip etmesin. Ben ilmimi ticarete değil faydaya yönlendirmişim. Tesirli olması için iyi amaç şarttır madde ön plana geçerse tesiri olmaz. Ben bu noktada ahlakımı korumaya çalışıyorum yahut bu işten kazanacaklarımla apartmanlar dikerdim…”

Ama bu işlerden çok para kazananlar olduğu da söyleniyor?… :“Ucube halk müziği halkı sömürüyor, daha sonra da silinip gidiyorlar…” Haberlerde dikkat ederseniz alternatif tıp ön plana çıkıyor. Halk Müziği maddeden, maddenin getirmiş olduğu zehirlerden bundan böyle bıkmıştır. Hastalıkların yüzde 60’ının temelinde maneviyatla ilgili problemler olduğunu düşünüyorum. Öyle bir süre gelecek oysa, (bu artı uzun bir vakit yok, ben bunu 10¬15 sene diye nitelendiriyorum) cinlerle halk pek içiçe girecek fakat, insanların mahrem konusu kalmayacak. Bizim gibi ilme sahip olanlar oysa insanlara yararlı olabilir. Cinler belirttiğim gibi ıssız yerlerde, tepeliklerde yaşar. Derhal her taraf insan kaynıyor. Saklanacak yer kalmadı. Hep içiçe yaşanmaya başladı. Bundan dolayı da gelebilecek sıkıntılar daha da çoğalacak diye ben düşünüyorum…

Kitapları :
2000 – Cinler Alemi-1
2007 – Cinler Hayatımıza Etkileri

Etiketler
Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı