M

Molla Gürani

Molla Gürani Biyografisi

Din adamı, müderris, şeyhülislam. Osmanlı Devletinin dördüncü şeyhülislamı ve Fatih Sultan Mehmed’in hocalarındandır.

Molla Gürani, 1410 yılında Diyarbakır ilinin sınırları içinde yer alan Gürân kasabasında doğmuştur. Fakat bu kasaba günümüze ulaşamadığı için doğum yeri ile ilgili dağıtılmış rivayetler vardır. Tam adı Şemsuddin Ahmed bin İsmâil bin Osman Gürânî’dır. Molla Gürani, birincil öğrenimini memleketinde tamamladıktan sonra gittiği Bağdat’ta Zeynüddin Abdurrahman b. Ömer el-Kazvînî’den kırâat-i seb‘a, kelâm, tefsir, nahiv ve fıkıh, Hasankeyf’te Celâleddin el-Hulvânî’den Arap dili ve edebiyatı tahsil etti. Aşağı Yukarı 830 (1426-27) yılında Şam’a geçti ve aralarında Alâeddin Muhammed b. Muhammed el-Buhârî’nin de bulunduğu âlimlerden ders aldı. Arkasında Kudüs üzerinden 835 (1431-32) yılında Kahire’ye gitti.

Kahire’de de eğitimine devam etti. İbn Hacer el-Askalânî’nin öğrencisi oldu ve kendisinden icâzet aldı. Keza Zeynüddin Abdurrahman b. Muhammed ez-Zerkeşî, Ahmed b. Ali el-Makrîzî, Kemâleddin İbnü’l-Bârizî ve Ali b. Ahmed el-Kalkaşendî gibi âlimlerden hadis, kıraat, tefsir ve fıkıh öğrenimi gördü. Bu ilimlerde temayüz etmiş bir âlim olarak Memlük Sultanı el-Melikü’z-Zâhir Iyi Anlamak’ın yakın çevresi içinde yer aldı ve sultanın huzurunda yapılan ilim meclislerine katıldı. ağır ağır tanınmaya ve Kahire’deki medreselerde ders vermeye başladı.

Bundan sonradan hayatının bir bölümünü Kahire ve Şam taraflarında geçirip Anadolu’ya geldi.

Molla Gürani’nin Anadolu’ya gelişi şu şekildedir: O devrin ünlü Osmanlı alimlerinden Molla Yegan, hacca gittiğinde, Kahire’ye uğradı. Orada Molla Gürani’yi tanıyıp, onun dine bağlılığını ve ilimdeki yüksek derecesini görür görmez, Anadolu’ya getirmek istedi. Lütuf ve övgü göstererek beraber gelmesini söyledi. O da bu teklifi kabul ederek, Molla Yegan ile birlikte geldi. Ünlü alim Molla Yegan, hacdan döndüğünde Molla Gürani ile birlikte Edirne’ye gitgide artarak Sultan II. Murat Hanın otağına gidip, bir sohbet yaptı. Sohbet esnasında Padişah; “Gezip gördüğün yerlerden bize ne hediye getirdin.” diye sordu. Bunun üstüne Molla Yegan; “Tefsir, hadis ve fıkıh ilminde iyi yetişmiş bir bilgin getirdim.” diyerek, hiçbir milletin kültür tarihinde görülmeyen durumu bildirdi. Sultan; “Şu Anda nerededir?” deyince, “Dışarıda beklemektedir” cevabını verdi. Bunun üstüne Padişah, onu içeri getirmelerini söyledi. Molla Gürani içeri girip selam verdi. Sohbet esnasında Molla Gürani’nin konuşması ve hali, Padişah’ın hoşuna gitti. Onu hemen dedesi (I. Murat) Murad-ı Hüdavendigar Gazi’nin eski kaplıcadaki medresesine müderris devir etti.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Morrissey

daha sonra Yıldırım Medresesi’ne müderrislikle vazifelendirildi. Bir müddet bu vazifede kalan Molla Gürani, 1443 yılında Sultan II. Murat Hanın oğlu Şehzade Mehmet’in, yani Fatih Sultan Mehmed’in yetiştirilmesiyle görevlendirildi.

Molla Gürani, 1443 yılında Manisa’da bulunan Fatih Sultan Mehmed’in hemen şimdi minik bir şehzade iken hocalığını yapmıştır. Muhtemelen Fatih Sultan Mehmed’in birincil saltanatı ve sonra bitmiş Manisa’ya yollanması sırasında onun yanında bulundu.

Babası II. Murat’tan sonradan 1451 yılında tahta geçen Fatih Sultan Mehmed Han, Molla Gürani’yi vezir gerçekleştirmek istedi. Molla Gürani bu teklifi kabul etmeyip; “Huzurunuzda, size devlet işlerinde çok hizmet edenler vardır. Onların ciddi çalışmaları; vezirliğe, sadrazamlığa kavuşmak ideallerine bağlıdır. Veziriniz onlardan başkası olursa, kalpleri muğber olur ve sultanımıza hasar gelir.” dedi. Sultan bu sözü beğendi ve onu 1451 yılında Kazasker gerçekleştirmek istediğini bildirince, bunu kabul etti.

1453 yılında İstanbul’un fethi esnasında Fatih Sultan Mehmed’in istişare meclisinde bulundu, orduyla birlikte fethe katıldı ve savaşın en huzursuz günlerinde padişahı özendirme ederek kuşatmanın devamını sağlayan grubun içinde yer aldı. İstanbul’un fethinden sonra Memlük sultanına gönderilen ve Arapça süslü bir üslûpla yazılan fetihnâme onun kadar hazırlandı.

Ayrıca müderrislik vazifesini de yürüttü. Kazaskerlik görevi esnasında tayinler konusunda padişahın fikrini almadan bağımsız hareket ettiği için Bursa kadılığı ve buradaki vakıfların idaresiyle görevlendirildi ve evkaf idaresi ve kadılık vazifesi ile Bursa’ya gönderildi. Bursa’da bir müddet hizmet etti. Bu sırada padişaha yakın bir kişiden gelen bir teklifi şeriata aykırı bularak reddettiğinden 1455 yılında kadılık görevinden alındı. Bunun üzerine hac yolculuğuna çıkarak önce Halep’e, gerisinde Şam’a gitti. Burada kısa bir süre kaldıktan sonra Kudüs’e geçti, 1457 yılında hac farîzasını yerine getirdi. Ardındaki Mısır’da Kahire’ye gitti.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Menderes Samancılar

Molla Gürani Darı’a vardığında, Darı Sultanı Kayıtbay’dan bütün bir kabul ve pekçok ikram, derin saygı gördü. Bir müddet sonradan Fatih Sultan Mehmed Han, Mısır Sultanı Kayıtbay’a, Molla Gürani’yi göndermesini rica etti. Kayıtbay, Fatih Sultan Mehmet Hanın bu ricasını Molla Gürani’ye bildirerek; “Gitme, ben sana onunkinden daha fazla ikram ve ihtiram ederim.” dedi. Molla Gürani; “Evet inanıyorum, sizden fazla pozitif ikram gördüm. Ancak, benimle onun arasında baba ile oğul arasındaki gibi büyük bir sevgi vardır. Aramızdaki bu hadise ise, bir diğer şeydir. Bu sebepten natürel olarak ona meyledeceğimi bilir. Eğer ona gitmezsem sizin tarafınızdan gönderilmediğimi zanneder ve aranıza düşmanlık girebilir” cevabını verdi. Bu cevabı fazla beğenen Sultan Kayıtbay kendisine çok para ve yolda lazım olabilecek eşyaları verip, büyük hediyelerle Fatih Sultan Mehmet Hana yolladı.

Molla Gürani 1458 yılında İstanbul’a gelince, Sultan ona çok hürmet gösterip, ikinci kere Bursa Kadılığına, sonra her yerde Kazaskerliğe tahsis etti. Müderrislik ve eser yazmakla meşgul olan Molla Gürani, 1480 (H. 885) yılında Şeyhülislamlık makamına getirildi. Sekiz sene Şeyhülislamlık yaptı ve hakka, adalete uymakta titizlik göstererek, gayet güzel bir şekilde vazifesini yerine getirdi.

Molla Gürani, 1488 yılında İstanbul’da 78 yaşında ölmüştür. II. Bayezid cenaze namazını kıldırdı. Kabri Aksaray-Topkapı arasındaki kendi yaptırdığı caminin önündedir.

Fatih Sultan Mehmed Hana çok nasihat eder, işlerinde asistan olurdu. Ona karşı duyduğu dostça sevgi ve ilgi sebebiyle, yeri geldikçe eleştiri etmekten, uyarmaktan çekinmezdi. Hatta giydiği ve yediği şeylere dikkat etmesinde, daima dinin emirlerine uygunluk isterdi. Nasihatlerini sert sözlerle söylemekten çekinmezdi.

Molla Gürani; heybetli, ağırbaşlı, sarsılmaz bir ilim, itibar ve ahlaka sahipti. boylu boslu, içten ve açık sözlüydü. Vezirleri adlarıyla çağırır, Sultan’ın huzuruna girince, yüksek sesle selamlama verip müsafeha yapardı. Ağırlama edilmedikçe ve bayram günlerinden başka zamanlarda saraya gitmezdi.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Mine Tugay

Müderrislikten resmi olarak ayrıldıktan daha sonra da ilim öğretmeye devam etti. Pekçok alim yetiştirdi. Günlerini ders vermek, kitap yazmak ve ibadetle geçirirdi. Fazla hayır ve hasenatta bulundu. Vakıf olarak; dört cami, bir darülhadis medresesiyle bir hamam ve binalar yaptırmıştır.

ESERLERİ:
1) Gâyet-ül-Emânî fî Tefsîr-i Seb’il-Mesânî,
2) El-Kevser-ül-Cârî alâ Riyâd-il-Buhârî; Hadîs-i şerîf kitaplarının en kıymetlisi olan Sahîh-i Buhârî’ye yazdığı şerhdir.
3) Şâtıbiyye Kasîdesi’nin Ca’berî şerhine hoş bir hâşiye yazmıştır.
4) Keşf-ül-Esrâr lahza Kırâat-il-Eimmet-il-Ahyâr,
5) Şerh-i Cem’ul-Cevâmi’: Usûl-i fıkha dâirdir.
6) Arûz ilmiyle ilgili bir kasîde.

Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı