L

Lucretius

Lucretius Biyografisi

Lucretius
Doğumu : MÖ 99 Pompeii, İtalya
Ölümü: MÖ 55 Roma, İtalya
Şair, filozof

Lucretius, edebiyat, felsefe ve bilim tarihinin en etkili eserlerinden biri olarak kabul edilen epik şiir “De rerum natura” yı (On the Nature of Things) yazan bir Romalı şair ve filozoftur.

Lucretius, milattan önce 99 yılında Pompeii’de doğmuştur. Bütün adı Titus Lucretius Carus’dır. Yaşamı hakkında fazla az şey bilinmektedir. Asilzade sınıftan olduğu, politika ve meslek konularından uzak durduğu sanılmaktadır.

Lucretius’un beceriksiz kalan yazılarını ölümünden bir süre daha sonra Marcus Tullius Cicero sona erdirmiş, derleyip düzenlemiştir.

Muhakkak aralıklarla güzel kitaplar yazdıktan sonradan çıldırarak intihar eden Lucretius, milattan önce 55 yılında Roma, İtalya’da 44 yaşında ölmüştür.

Lucretius, edebiyat, felsefe ve bilim tarihinin en etkin eserlerinden biri olarak kabul edilen epik şiir “De rerum natura” yı (On the Nature of Things) yazar bir Romalı şair ve filozoftur. Lucretius, doktrini ve bilimsel etkisinin yanı sıra, sayısız filozof ve bilim adamı üstünde derin bir tesir bıraktı.

16. asır Fransız deneme yazarı Michel de Montaigne adlı yazarın denemelerinde de, bu ünlü şairin sözlerine rastlanabilir.

Atomlar ve tembellik, kavrama biçimlerimiz ve irademiz gibi çeşitli şeyler hakkında yazdı. Sanat, dil, bilim ve din üzerine düşünürken, dünyanın ve yaşamın nedenlerini, depremlerin nedenlerini tartıştı. Şiirleri keza kozmoloji, zihinsel hastalıklar, beslenme, bulutlar, mevsimler, tutulmalar, mıknatıs ve zehirlenme gibi çeşitli bilimsel konuları da içeriyordu.

Altı kitaptan oluşan “De rerum natura” (Doğa Üstüne) adlı eserinde Epikür‘ün öğretisini açıklamaya çalışan Lukretius maddenin sakınımı yasası da açık açık ifade ediliyordu,
1. hiçten hiçbir şeyin çıkmayacağı ve
2. hiçbir şeyin ortadan kaldırılamayacağı
ilkeleriyle birlikte, fiziki cismin ve boşluğun var olduğunu öne sürmüştür.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   LeBron James

Lucretius, varlığı madde ve haylazlık olmak üzere iki parçaya ayırarak, bunlardan maddenin atomlardan meydana geldiğini öne sürmüştür. Lukretius, daha sonra cismi de, bileşik ve basit diye, ikiye ayırmıştır. Bunlardan bileşik cisimler nesnelere, şeylere karşılık gelirler; buna karşın, kolay cisimler atomlardır. Atomun varoluşunu öne sürdüğü için, maddenin sonsuzca bölünebilirliğine karşısında meydana çıkan Lukretius, bir yandan da atomların şekil ve ağırlıkları olduğunu, ama renk, ses, koku ve tat gibi ikincil niteliklere sahip olmadığını bahis etmiştir.

Maddenin esas yapı taşı olan atomların sınırlı türlere sahip olduğunu, ama sınırsız sayıda olduklarını iddia etmiştir. İnsan da, bir ceset ve ruhtan oluşmuştur ama aynı maddeden ya da atomlardan meydana gelmiştir. Fakat ruhu oluşturan atomların bedendeki atomlardan daha ince bir yapıya sahip olduğunu ifade etmiştir. Roma dünyasının Stoacılık’la tanışmasına muavin olmuştur.

Evren konusunda da Aristotales evrenin sınırlı, küre biçiminde olmayıp, merkezi olmayan olarak tasarlamasına rağmen, Lucretius, evrenin sınırsız, küre biçiminde olduğunu savunmuştur. Lucretius’un evreninde, her biri canlılar gibi doğan, gelişen ve ölen Dünya’lar vardır.

Ontoloji konusunda, “Gövde ve ruh, birlikte doğar ve birlikte ölürler, yani beden öldüğünde, ruh da ölecektir. O halde, öldükten daha sonra dirilme inancı yanlıştır” der.

Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı