R

Reşideddin

Reşideddin Biyografisi

Ortaçağ İslam dünyasının yetiştirdiği seçkin devlet adamlarından olan Reşideddin İlhanlılar döneminde yaşamıştır. Hekim, tarihçi ve devlet adamı kimliğiyle tanınır.

Reşideddin, 1247 yılında İran’ın Hemedan şehrinde Yahudi bir ailede doğmuştur. Bütün adı Ebül Hayr Reşideddin Fazlullah bin jmadüdevle el Hemedani’dir. Dedesi ve babası da doktor olan Reşideddin, tıp tahsil ederek hekim oldu. Ailesi (dede-baba) ile birlikte kendisi de 30’lu yaşlardayken kendi istekleriyle Müslüman oldular.

Ailece İlhanlı devletinin hizmetine girdiler. Tıptaki mesleki kariyerini sağlamlaştırmak maksadıyla kendisi iran‘nın değişik şehirleri arasında seyahatler yaptı ve dönemin meşhur bilim adamlarından dersler aldı. Ünlü bir hekim olarak ilhanlı toplumunda yer edinen Reşideddin, önce ilhanlı hükümdarları Abaka Han (1265- 1281), Argun Han (1284-1291) ve daha sonra da Gazan Han‘nın özel hekimi oldu ve 1298 Yılında Gazan Han göre vezir Sa’ddüdin ile birlikte ülkeyi idare eden Divan’da maliye vezirliğine ödev edildi. Böylece onun hayatındaki en parlak ve başarılı devre başlamış oldu. bununla beraber dönemin ilhanlı Hükümdarı Gazan Han‘ın 1295’de Lamaist Budizm‘den islam dinine geçişinde de Vezir Emir Nevruz ile birlikte ona yaptığı telkinleriyle önemli bir rol oynadı.

Mahmud Gazan Han’ın 1304’de vefatıyla birlikte yeni hükümdar Muhammed Olcayto Hüdabende döneminde (1307-1316) de vezirlik görevine devam etti ve bu dönemde de hakkında olan birçok politik badireleri ustalıkla bertaraf etmeyi başardı ve nüfuzunu korudu.

Reşideddin’in oğulları Olcaytu döneminde İlhanlılar ve bazı mahallî hânedanlarla izdivaç bağı kurdular ve kayda değer görevlere getirildiler. Sultan Olcaytu, oğlu Ebû Said’i veliaht olarak Horasan’ın idaresine gönderdiği zaman Reşideddin’in oğlu Abdüllatîf’i de onun vezirliğine görev etti. Reşideddin’in diğer oğlu Celâleddin, Anadolu genel valiliğiyle görevlendirilen Emîr Çoban’ın oğlu Timurtaş’ın veziri idi.

Hem, bütün bunların yanına yapmış olduğu farklı alanlara yönlendirilmiş bilimsel çalışmalarıyla ve alimlere verdiği desteğe de devam etti. Olcayto Han‘ın 1316’da vefatıyla birlikte yeni genç hükümdar Ebu Said (1316 -1335) zamanında da vezirlik görevinde herhangi bir değişim olmadı.

Ama bu dönemin başlangıcında Divan’daki öteki vezir Ali Sah ile aralarının açılması, onun vezirlik görevinden azledilmesine yol açtı. Keza ona karşısında çıkanlar göre Olcayto’yu zehirlemek suretiyle öldürdüğü bahis edilmesi sonucu Tebriz‘de yapılan muhakemede kendisini müdafaa etmesine karşın, oğlu İzzeddin İbrahim ile birlikte 18 Haziran 1318‘de idam edildi, Tüm malı mülkü yağmalandı ve cesedi Tebriz sokaklarında sürüklendi. Vakıfları geçersiz sayıldı.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Rosa Luxemburg

Reşideddin, 18 Temmuz 1318 tarihinde Tebriz, İran’da 71 yaşında idam edilerek ölmüştür. Naaşı bir süre Tebriz sokaklarında dolaştırıldıktan daha sonra Tebriz yakınlarında yapı ettirdiği Rab‘ıreşîdî adlı külliyedeki türbeye defnedildi.

Reşideddin kadar yazılan Âsar-ı ve Ahya kitabı ortaçağ her tarafında İslami zirai eserler içinde birincil Farsça kitap olarak bilinmektedir. Onun bu eseri birleştirme bir eser olup, 24 bölüme ayrılır; meteoroloji, tarla tarımı, bahçe tarımı ve ağaç yetiştirme, arıcılık, böcek ve öteki zararlıların tahribatı, çiftçilik, hayvancılık, mimarlık, kale inşası, gemi yapımı, madencilik ve metalurjiye ilişkin bilgilerden oluşmaktadır.

İlhanlı Devleti’ne büyük hizmetleri geçen ve neredeyse altın çağını yaşatan Reşideddin Tabib, yüksek entelektüel kapasitesinin yanı sıra, o kadar fazla hayır eserleri yaptırmıştır. O, devlet idaresindeki mahareti, geniş ilmi ve derin kültürü yanında büyük bir servetin de sahibi idi. Bu mal varlığı ilk olarak hekimlik mesleğinden, kendisine kalan mirastan ve bahşedilen hediyelerden meydana gelmekteydi. Reşideddin, bunları hayra sarfetmeyi sever ve bundan da büyük zevk duyardı Yirmi yıl dek süren vezirliği müddetince öyle çok hayrat ve hizmet yaptı. Gazan Han döneminde gerçekleştirilen ve zirai anlamda İlhanlı devletinde önemli ve olumlu sonuçlanan bir takım politik gelişmeler de (köylülerin korunması, yeni aidat sistemi, metruk toprakların ihyası, tanıdık olmayan ülkelerden farklı alanlara yönlendirilmiş meyveler, tohumlar ve tıbbi bitki örtüsü getirilmesi ve bunların çiftçilere verilmesi, sulandırma kanallarının tamiri ve yeni önem ve hacim ölçülerinin uygulanması, eski kervan sarayların tamiri ve yenilerinin inşaası, yerli-yabancı tüccarların korunması ve yeni ikâmetgâh yerlerinin kurulması, tarımsal üretimin dürüst bir şekilde yapılmasında mevsimsel faaliyetlerin akıcı takibi için rasathaneler kurulması gibi) onun telkinleriyle yapılmıştı. Bu sayede göçebe ağırlıklı Mogol devlet sistemi yerleşik düzenle tanışmış ve geçmiş yıllardan beri azalan zirai imal ve gıda ihtiyacı giderilmeye başlanmıştı.

Ülkenin başkenti olacak olan İran Azerbaycan‘ındaki Sultaniye şehrinde kendi parasıyla bir “Reşidiyye” adında bir yerleşim birimi inşa etti. Kendine ait arazileri hayrat işlerine vakfetti. Ayrıca Anadolu’da ve Azerbaycan’daki bir takım metruk arazileri imar ederek meskûn ayla getirdi. Malatya civarında “Nehr-i müstecidde-i Gazani” denilen kanal civarında ve Anadolu’da vali olan oğlu Celaleddin’nin yönetiminde Gazan Han namına Mahmudabad, Yukarı ve Aşağı Mahmudiye köylerini, Gazanabad, Sultanabad, Mubarekabad, Şahabad gibi yaklaşık 26 köy ve kasaba kurmuştur.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Raj Kapoor

Mardin Cizre’de açılan “Nehr-i müstecidde-i Reşidi ” adlı kanal civarında da on dört köy kurdu ve buralara Türkmen aşiretlerini iskan ettirdi. Ayrıca tahsis yaptığı Yezd şehrinde mevcut 564 adet kanat (yer altı sulandırma kanalları) yanında yaptırıp vakfettiği yeni kanatların tamir masrafları ve yenilerinin açılması için paralar ayırdı. Benzerlerinin Tebriz’de de inşaa ve korunması için gayretler sarfetti.

Özellikle Reşideddin Fazlullah, Asar-l ve ahya ‘nın 3,4 ve 5. bölümlerinde tarımsal faaliyet için gereken makine – ekipmanlar; sulandırma için yer altı kanalı (kerhizler), membalar ve onları değerlendirme şekilleri ve bentler ve barajların inşası ve onların kazı teknikleri ve onları ilgilendiren her türlü konuları ele almaktadır. Reşideddin Tabib’in imar ve hayrat işleri bilhassa Azerbaycan‘da dikkati çekmiştir. Tebriz‘in doğusunda Kuh-i Veylan yamacında Rab’i Reşidi adıyla kurduğu mahallede kanallar, darüşşifa (Hindistan, Çin, Mısır ve Suriye‘den gelen uzman hekimlerin çalıştığı bir yer), medrese ve kütüphaneler yaptırmıştır.

Zamanla Rab’i Reşidi gelişerek bir şehir halkı halini aldı. Evler (30000 adet), dükkanlar (1500 adet), kervansaraylar (24 adet), bahçeler, hamamlar, mescidler, farklı alanlara yönlendirilmiş gıdaların ve malların muhafaza edileceği ambarlar, depolar, değirmenler, kumaş ve kağıt imalathaneleri ve darphane yaptırdı. Bu mahallede Küçe- i Ulema adında sadece alimlere ve ilmi müesseselere bilerek bir sokak kurulmuştu. Burada dağıtılmış islam dünyasının, dağıtılmış yerlerinden hatta Bizans’dan gelen 6000-7000 arasında öğrenci bulunmaktaydı. Keza buradaki genel kütüphane 60.000 cilt eserden oluşmakta olup, O zamanın en ünlü kütüphanelerinden idi. İslam dünyasındaki en meşhur hattatların eserleri de bu kütüphanede bulunuyordu. Yaptırdığı eserlerin korunması, tamiri ve kaybolmaması için keza vakıflar kurmuş, bunlar vasıtasıyla harcamaların ve diğer masrafların karşılanmasını sağlamıştır. Reşideddin Tabib’in ilmi faaliyeti yanına, bilimsel, çalışmalarını dağılma gayreti de dikkat, çekiciydi.

Tıp ilmine ve öteki önemli bazı mevzulara dair yazdığı kitapları; Arapça, Farsça, Moğolca ve halta Çince yazdırarak bunları zamanının en ünlü hattatlarına çoğalttırdı. Böylece eserlerini memleketin her tarafındaki kütüphanelere gönderdi. Kitaplarını o devrin en iyi kâğıdı olan Bağdat kağıdına yazdırdı. Bütün bu eserlerin büyüme, çeviri, resmetme ve haritalama faaliyetleri için 60000 dinar civarında bir masraf yapmıştı. Eserlerin yükselme faaliyeti içinde bulunan minyatürleme aktivitesi, tarihte adını Tebriz Minyatür Okulu olarak bulunan bir ekolün de doğmasına yol açtı. Bu gelişen ekolün etkileri sanat tarihçilerinin tespitlerine göre, Bizans yoluyla İtalya‘ya ve diğer Müslüman sanatçılar vasıtasıyla da Hindistan‘a kadar ulaşmıştı.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Richard Nixon

Reşideddin Tabib, yoğun şekilde meşgul olduğu devlet işlerinden başka, büyüyen zamanlarında on dört değin da kitap yazdı. Reşideddin bilimin birçok sahasında epeyce akıllı bir birey olup bir çok dili de bilmekteydi. O eserlerini genel olarak Farsça yazmakla birlikte, bir takım kitaplarını Arapça yazdı. O Farsça, Arapça, Moğolca, Türkçe (Uygur Lehçesi), İbranice ve belki de Çince biliyordu.

Reşideddin Tabib kadar yazılı olduğu aşina eserleri :
1. Tensukname-i ilhani der Fünun-u ulum-u Hitayi: Çin tıbbı ve bilimi hakkında önemli bilgiler veren bir eserdir.
2. Asar-I ahya: İslami zirai eserler içinde ilk Farsça kitap olarak bilinmektedir. Onun bu eseri birleştirme bir eser olup, 24 bölüme ayrılır; meteoroloji, tarla tarımı, bahçe tarımı ve ağaç yetiştirme, arıcılık, böcek ve diğer zararlıların tahribatı, çiftçilik, hayvancılık, mimarlık, kale inşası, gemi yapımı, madencilik ve metalurjiye ilişkin bilgilerden oluşmaktadır.
3. Kitab-ı Siyaseti tedbir-i mülkü hitaiyan: Çin ve Moğollar’daki devlet idaresi hakkındadır.
4. Cami- ut- Tevarih: Dünyanın başlangıcından kendi dönemine kadar olan bir dünya tarihi olup bilim dünyasında en fazla belli, tanıdık ve üstüne incelemeler ve çalışmalar yapılan eseri olup, Gazan han vaktinde yazmaya başlayıp Olcayto zamanında bitirdiği eserdir. Kitap Farsça yazılmıştır. İlk cildi Türk ve Moğol; ikinci cildi islam, Çin, Hind, İsrail ve Frenk tarihine ayrılmıştır.
5. Şuabı pançgana: Arap, Türk, İsrail oğulları, Frenk ve Çinlilerin baskın sülalelerinin şecerelerini, Türk ve Moğol hanlarının aile fertlerini, büyük memurlarını ve ordu mevcudunu bildiren bir eserdir.
6. Suvar-z Ekalim: Coğrafyaya dairdir.
7. Miftah’üt Tefasir: Budizm ve Hinduizmde temel inanç olan reenkarnasyonun reddi ve manâsız olduğu hakkında yazdığı bir eserdir.
8. Tevzihat-z Raşidi: Bu eserinde ondokuz ayrı (ilaçlar, yönetimsel konular, yolculuk notları gibi) mevzudan bahsetmiştir.
9. Letaif’ül Hakaik: Ondört risaleden oluşan bir eserdir.
10. Beyan’ül Hakaik: Alıcı ve öteki konulardan bahseder.
11. E’sile ve ecvibe.
12. Fevaid’ül Sultaniye: Bu eserinde muvafakkiyyet, istidad, ilham, vahiy, nübüvvet, mebde ve mead’dan bahsetmiştir.
13. Mukataba-z Reşidi: Farklı Alanlara Yönlendirilmiş mektuplarıdır. Tibbi bilgilerinin yanı sıra, idareli ve gezi notlarını, ülkenin nüfus istatistiklerine göre yapısı, siyaset bilgilerini de kapsamaktadır.
14. Vakfname-i Rab’z Reşidi: Arapça yazılı olup, Tebriz’deki ünlü vakfiyeleri ve onların şartlarını anlatmaktadır. bununla birlikte bu vakfiyenin içerisinde yazmış olduğu eserlerin listesi de bulunmaktadır.

Etiketler
Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı