L

Lord Byron

Lord Byron Biyografisi

Don Juan romanının yazarıdır. Romantizm akımının önde gelen isimlerindendir.

Lord Byron, 22 Ocak 1788 tarihinde İngiltere, Dover’de bir ayağı sakat olarak doğmuştur. Ana adı George Gordon Byron’dır. Babası Londra‘da asilzade bir muhafız subayı olarak tayin yapan John Byron’dır. Babası o 3 yaşında iken ölmüştür. George Gordon Byron, doğumundan bir sene sonradan Lord unvanını kazandı. Çocukluğunda annesiyle İskoçya’nın Aberdeen kentine gitti; burada fazla az bir gelirle bir pansiyonda yaşamaya başladılar. Aberdeen’de okula dışarı giden ufak Lord Byron sakatlığı konusunda aşırı duyarlıydı. Dadısı May Gray, onda fazla erken gelişmiş tutkuların uyanmasında etkin oldu. Daha dokuz yaşındayken yaşadığı bu deneyim ve uzak kuzenleri Mary Duff ile Margaret Parker’a duyduğu platonik aşk, onun kadınlara karşısında çelişkili duygu ve davranışlarını biçimlendirdi.

On yaşına geldiğinde Lord Byron’a büyük amcası “zalim” Lord Byron’ın unvanı ve serveti miras kaldururla İngiltere’ye götürdü. Nottingham’da özel öğretmenden ders aldı. 1799 sonbaharında da Dulwich’te bir okula yazıldı.

1801 yılında 13 yaşındayken Harrow’da eğitim almaya başladı. 1803 yazını annesiyle Nottingham yakınlarındaki Southwell’de geçirdi. sonra da eğitimine Teslis Koleji’nde (Trinity College, Cambridge’de) devam etti. Cambridge‘deyken ilk şiir kitabı olan Aylaklık Saatleri’nde bulunan şiirlerini yazmaya başladı.

1808’in başlarında Londra’da sağlığını tehlikeye sokan bir “sefahat çıkmazında”ydı. 1809’da reşit olunca Lordlar Kamarası’nda yerini aldı. Aynı sene English Bards and Scotch Reviewers (İngiliz Ozanlar ve İskoç Eleştirmenler) başlığıyla imzasız bir hiciv yayımladı ve John Cam Hobhouse ile birlikte uzun bir deniz yolculuğuna çıktı.

1809 yılında Yakındoğu ve Güney Avrupa’ya geziye çıktı. Lord Byron ve Hobhouse, Lizbon postasıyla İspanya’yı geçerek Cebelitarık Boğazından Malta’ya ulaştı. Burada Byron evli bir kadına âşık oldu ve onun uğruna düelloya kalkıştı. daha sonra Preveze’de gemiden inerek Yunanistan’ın içlerine içten bir geziye çıktılar.

loânnina’ya (Yanya) ve sonradan da, Tepedelenli Ali Paşa’yı ziyarete gitmek için Arnavutluk’a gittiler. Byron, loânnina’da başladığı, otobiyografik şiiri Childe Harold’ın yazımını Atina yolculuğu esnasında sürdürdü. Konut sahiplerinin kızı Theresa Macri, Byron’da “Atinalı Kız” imgesinin doğmasına yol açtı. 1810’da Hobhouse ile birlikte İzmir yoluyla istanbul’a varmak üzere yola çıktı. Çanakkale Boğazı ağzında durakladıklarında, Byron Troya harabelerini gezdi ve efsane kahramanı Leandros’a özenerek Çanakkale boğazını yüzerek geçti. Yunanistan yolculuğu Byron’ın keza düşüncelerini, hem kişiliğini içten etkiledi. Geziden döndüğünde annesi ölmüştü.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Lisa Edelstein

1811 yılına kadar aralıksız bu geziden Londra’ya döndükten daha sonra dört ciltlik Kanto serisi ile Childe Harold’un Hac Seyahati adlı kitapları yazdı.

27 Şubat 1812’de Lordlar Kamarası’nda birincil konuşmasını yaptı. 1812 yılında Childe Harold’s Pilgrimage adlı kitabını yayınladı.

En ünlü yapıtları Childe Harold’s Pilgrimage (1812-1818; Childe Harold’ın Tanrısal Yolculuğu) ile Don Juan‘dır (1819-1824). Don Juan adlı eseri eleştirel manzum roman olup İngiltere, Rusya ve Osmanlı Devleti’ndeki soyluların hayatı anlatılmaktadır.

Lord Byron, 1815 yılında A evlendi ve Londra’ya yerleştiler. Ada Lovelace (d. 10 Aralık 1815 adında kızı oldu. Eşinden 1816 yılında ayrıldı. Fiilen eşi 1816 yılında kızı Ada Lovelace’yı da alarak ailesini gezmek üzere evden ayrıldı ve Byron’a bir daha dönmeyeceğini bildirdi. Karısının bu kararının nedenleri hiçbir vakit açıklanmadı.

Üvey kız kardeşi ile çıkan aşk dedikoduları yüzünden 1816 yılında, İngiltere‘yi bir daha dönmemek üzere, terk eden Lord Byron, önce İsviçre‘ye gitti ve orada şair ve oyun yazarı Percy Bysshe Shelley, onun eşi Mary Shelley ve onun yakınları ile dostluk kurdu. Orada tanıştığı Claire Clairmont adlı bir kadından Allegra Byron (d. 12 Ocak 1817) adında evlilik dışı kızı oldu.

Şair 1817’den itibaren Milano, Venedik, Ravenna ve Pisa’da yaşamıştır. 1817 yılında Venedik’te bir kumaşçının evinde kalan Byron ev sahibinin karısı Marianna Segati’ye âşık olmakta gecikmedi. S. Lazzaro Manastırı’nda Ermenice öğrendi ve ara sıra yöredeki edebiyat toplantılarına katıldı.

1818’de Roma’ya giderek Hobhouse ile buluştu ve buradaki kalıntıları gezerken Childe Harold’ın son kantosunda yansıttığı izlenimlerini edindi. Brenta Irmağı üzerinde La Mira’da bir yazlık villada kaldığı sırada İtalyan davranışları konusundaki taşlaması Beppo’ya yazdı. Burada bir fırıcının karısı olan Margarita Cogni ile tanıştı. Margarita onu Venedik’e değin izledi ve Marianna Segati’nin yerini aldı. 1818 yazında Byron pikaresk bir manzum hiciv olan ve yer yer açıkça kendi deneyimlerinden kaynaklanan Don Juan’ın birinci kıtasını tamamladı.

1819’da bir rastlantı sonucu Kontes Teresa Guiccioli ile karşılaşması yaşamının akışını değiştirdi. Birkaç gün içinde Byron kendinden asgari üç kat ihtiyar bir adamla evli olan bu 19 yaşındaki kontese âşık oldu ve peşinden Ravenna’ya gitti. Byron’la birlikte Venedik’e dışarı giden kontes, kocası çağırana değin onunla kaldı. Byron 1820’de Ravenna’ya, kontesin yanına gitti. Kontesin babası ve ağabeyinin dostluklarını kazanan Byron, onların etkisiyle sıcacık devrimci örgüt Carbonari’ye girdi. Keza Ravenna’da İtalyan yaşamının daha önce bilmediği yönlerini çok yakından tanıdı. Yaşamının en mutlu ve bereketli dönemlerinden birini yaşıyordu. The Prophecy of Dante’yi (Dante’nin Kehaneti), Don Juan’ın üç kantosunu, Marino Faliero, Sardanapalus, The Two Foscari (İki Foseari) ve Cain (Kabil) başlıklarım taşıyan manzum oyunlarını yazdı. Bu yapıtlarının tümü 1821’de yayımlandı.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Levent Çakıroğlu

Şair Robert Southey üstüne yazdığı yergisi The Vision ofJudgement da (Kıyamet Düşü) benzer dönemde yayımlandı. Teresa’nın babası ve ağabeyi katıldıkları başarısız bir isyan yüzünden sürgüne gönderildiklerinde, kocasından bölünmüş olan Teresa da onlarla birlikte gitmek zorunda kaldı. Byron, Shelley’nin Arno Irmağı üzerinde onun için kiraladığı Casa Lanfranchi’ye yerleşmek üzere istemeden Piza’ya döndü. Kızı Allegra’yı öğrenimi için Ravenna yakınlarında bir manastıra bırakmıştı. 1822’de kızı öldü.

Lord Byron, 1823 yılında Yunanların Osmanlı Devletine karşı isyanlarına bana kalırsa yeralma gayesiyle Yunanistan‘a gitmek için özel olarak kiralanmış bir gemiyle Cenova’dan ayrıldı; Yunanistan’ın batısındaki Kefalonya Adasına vardı ve Mataxâta’ya yerleşti. Kendi parasından 4 bin sterlin yollayarak Yunan donanmasının oluşmasına destek etti. Türklerin elinde bulunan Lepanto (İnebahtı) Kalesi’nin alınması için planlar yapmaya başladı. Bir topçu subayı tuttu ve Yunanlar arasında en iyi kalpli oldukları ileri sürülen Souliot askerlerinin komutasını üstlenerek masraflarını karşıladı. Bir yanlamasına da, Kefalonya’da uşak olarak yanında aldığı ve acı doymuş son şiirlerini adadığı Yunan genci Loukas Khalandritsanos ile olan dengesiz ilişkisi yüzünden şehvetli bir açmaz içindeydi. Ama ateşli bir hastalığa yakalandığı için savaşa katılamadan öldü.

Lord Byron, 19 Nisan 1824, Missolonghi, Yunanistan’da 36 yaşında Yunan Özgürlük Savaşı esnasında hummadan ve bakımsızlıktan ölmüştür.

Doktorlar ateşe neden olan şeyi ‘çekip çıkartması’ için şairin şakaklarına on iki adet sülük yapıştırdılar. Bu sülükler Lord Byron’dan iki litreden fazla kan emdi. Bu hatalı tedavi nihayetinde Byron genç yaşta öldü.

Ölümü ülkeyi yasa boğdu ve Byron yurtseverliğin simgesi ve Yunanların milli kahramanı haline geldi. Cenazesi İngiltere’ye getirildi, Westminster Abbey’e gömülmesi reddedilince Newstead yakınlarında atalarının bulunduğu yere gömüldü. 1969’da, ölümünden 145 yıl daha sonra Westminster Abbey’e Byron için bir anı plaketi yerleştirildi. Byron, Yunanistan için hala kayda değer bir figürdür ve Lord Byron’ın Atina’daki heykeli hala şehrin en popüler tarihi eserlerindendir.

İLGİLİ BİYOGRAFİ :   Leslie Cheung

1988 yılı yapımı “Rowing in the Wind” adlı filmde Lord Byron’ı Hugh Grant canlardırdı.

Son derece yakışıklı bir adam olan Lord Byron, sekse fazla düşkündü. Söylenene kadar Venedik’te yalnızca bir sene içinde 250 kadınla birlikte oldu. Uzun sevgili listesinde kuzeni Anne Isabella Milbanke ve üvey kardeşi Augusta Leigh de vardı. Dahası Byron kendini tek bir cinsle de sınırlandırmamıştı. Çok sayıda ve genel olarak reşit olmayan erkeklerle de eşcinsel ilişki yaşadı. Bütün bu aşk maceraları sonunda Byron’un hakkında çıkan dedikodular, şiirsel başarıları hakkında konuşulanları da geçti.

Hemen Şimdi fotoğrafın olmadığı günlerde Byron, eski aşıklarının hatırasını daima gizlemek için eski sevgililerinin cinsel organını örten tüylerden bir tutam keserek zarfların içine koydu ve zarfların üzerine kadınların isimlerini yazdı. Bu zarflar 1980’lere değin Byron’un Londra’daki yayınevinde tutulan dosyada saklandı. Bu tarihten sonra ise zarfların başına ne geldiği bilinmiyor.

Byron evli kadınlar ve oğlanların yanı sıra hayvanlara da büyük bir sevgi besledi. Beygir, Köpek, kaz, keçi, maymun, porsuk, kunduz, tilki, papağan, karga, kartal, şahin timsah hatta yavru ayı bile besledi. Byron’un beş kedisi ile birlikte gezi ettiği oldu. Kocasının hayvan aşkını kıskanan Leydi Byron ayrılmalarının arkasında “Bazı karakterlerin hayvanlara düşkün olması ve onlara şefkatli yaklaşmasının nedeni, hayvanların zihin kabiliyetinden yoksun olması ve efendilerinin zorbalığını kınayamamasıdır” diye yazarak Byron’a bir gönderme yaptı.

Ayrıca Lord Byron’un Türk’ler hakkında söylediği şu sözde tarihe dipnot olarak düşmüştür:
Kılıcı acımasız bir beceriyle kullanan Türk’ün eli, yendiği insanların yarasını sarmakta da ustadır.
Lord Byron

Eserleri:
Şiir :
1806 – Aylaklık Saatleri (Hours of Idleness)
1819 – Mazeppa

Oyun :
1813 – Gavur, Bir Türk Masalından Bir Tutam (The Giaour, a Fragment of a Turkish Tale)
1814 – Korsan (The Corsair)
1817 – Manfred
1817 – Tasso’nun Yasla Ağlayip Döğünmesi (The Lament of Tasso)
1818 – Beppo
1822 – Kabil (Cain)
1821 – Marino Faliero, Venedik Cumhuriyet Doçesi (Marino Faliero Doge of Venice)
1820 – İki Foscari (The Two Foscari)
1823 – Werner
1821 – Sardanapal (Sardanapalus)

Roman :
1819-1824 – Don Juan (roman) ( tamamlanmadı)

Gezi kitapları :
1812 – Kanto I
1812 – Kanto II
1817 – Kanto III
1818 – Kanto IV
1819 – Kanto (dizinin tümü)
1818 – Child Harold’un Hac Seyahati (Childe Harold’s Pilgrimage)

Etiketler
Daha Fazla Göster

Bir cevap yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı